Demokrat Parti Genel Başkanı Gülteken Uysal, “Bütçemiz TBMM’de görüşülüyor. Düne göre bugün büyük bütçelerimiz var ama maalesef oluşturulan bu çarpık sistem nedeniyle ne adli, idari, siyasi, Denetimlerin yapılamadığını ve bu nedenle ihlal olmadığını ve bu ülkenin kaynaklarının yolsuzluk çemberinde israf edildiğini söyledi.
Guletkin Uysal dün partisinin Burdur’da düzenlediği Bucak İlçe Konferansı’na katıldı. Uysal, “Bu ülkedeki insanlarımız doğduğu topraklarda bir gelecek hayal edemiyorsa sorumluları bellidir, mevcut yöneticilerdir” dedi. dedi.
“Türk milleti ve cumhuriyeti tam bir felakete doğru gidiyor”
Gültekin Uysal dedi ki:
Konya’daki sığınma evinde yaşanan vahşete İzmir’den tepki: Sığınaklarınız kan kokuyor
“Hayırları aradığımız, hayırları umduğumuz bu toplantıda ben de bu büyük millet için, bu büyük millet için, ülkemiz için, milletimiz için hayırlar ve hayırlar diliyorum. Şüphecilerin güveninin anlamını biliyoruz. bilmeyenlere inat çizgisinden ayrılarak vatandan bize bu toprakları emanet eden..Tarihi bir eşikte..Toplumların,devletlerin ve milletlerin hayatında bunalım dönemleri, bunalım dönemleri, bunalım dönemleri vardır. .. Yarın “Fetret” olarak tarihe geçecekler.Neden organize bir akılla hareket ederek kısıtlamaları çalarak bu ülkenin kaynaklarını tepeden tırnağa yağmaladılar ve parti kimliğini adeta yitirdi, kurumları yozlaştı. Yıkıldı, kaynakları talan edildi, o kadar. Şimdi bunlar tükendi, hep bahaneler, hep bahaneler. Sanki bu ülkeyi 20 yıldır başkası yönetiyor. Büyük Türk milleti daha ne yapsın bakalım. cumhuriyetin kurulduğu gün, çok partili hayatın başladığı 46, o zamandan beri görmek, Allah’ın verdiği yirmi yıl, 4 tane beş yıllık kalkınma planlarını hiçbir mazeret bırakmadan uygulamak için bir zaman dilimidir. Türk seçmeni bu iktidara Sayın Erdoğan şahsında iktidar vermiştir. Güç yeterli değildi, nihai gücü istediler ve o da verdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dedikleri şey sorgulanabilir olsa da, “Dillerimizden dökülen kanunlaşsın” demek de yetmedi. 20 yıllık süre, önceki tüm cumhuriyet hükümetlerinden daha büyük bir bütçe vermiştir. Ancak bugün geldiğimiz noktada bunun altını kalın çizgilerle çizmek isterim; Türk milleti ve cumhuriyeti felakete doğru gidiyor.
Meksika boyalı sınırlar
Kaybeden çiftçimize, kaybeden tüccarımıza, 20 yıldır sistemli bir şekilde kaybedilen dar gelirli vatandaşlarımıza ses vermek, onların sesi olmak zorundayız. Şairin dediği gibi “Allah’ın on pulunu, on kulunu, bir kişiye dokuz pulu, dokuz kişiye bir pulu bekleyelim.” Bugün Türkiye’nin kaynakları çekilmiş, Meksika ile sınır komşusudur. İşte itirazımız. Biz bu ülkede demokrasiyi lehte olduğu kadar, hukuku lehte olduğu kadar, doğruyu da izin verildiği ölçüde tasvip etmiyoruz; Bu ülkedeki 85 milyon insanla birlikte nimetleri ve yükleri eşit şekilde paylaşan her bir vatandaşımızın hakkını savunmalıyız. Bu ülkenin kaynakları emin ellerde olduğu sürece hepimize yeter. Bütçemiz TBMM’de görüşülüyor. Düne göre bugün büyük bütçelerimiz var. Ne yazık ki bu çarpık konu yüzünden adli, idari, siyasi ve kamu denetimi yapılamadı ve bu ülkenin kaynakları yolsuzluk ve yolsuzluk çemberinde heba ediliyor. Bu bizim kederimiz.
“Halkımız doğduğu topraklarda geleceği hayal edemiyor”
İnsanımız bugün bu ülkede, doğduğu topraklarda bir gelecek hayal edemiyorsa sorumlular bellidir; Mevcut yöneticilerdir. Ama yetiştirdiği insan gücüne, doktor ve mühendislerine “Gideceklerse bırak gitsinler” diyenlere açık kapı politikasıyla Türkiye’de demografik tehdit haline gelen milyonlarca insanı barındırmak zorundayız. Bu apaçık gerçeği dile getirmek zorundayız. Bir ülke için bundan daha büyük bir felaket olamaz. Gençlerinin doğdukları topraklarda bir gelecek inşa edemediği bir ülkeden daha büyük bir felaket yoktur. Kader diye takdim edenlere inat kaderden çıkarmak zorundayız.
“Türk tarımını sıvılaştırdılar”
Cumhur İttifakı’nın tek hedefi vardır. Kişinin, ailesinin ve şirketinin geleceğini güvence altına almak. Başka kavgaları var mı? Şimdi soracak olursak, milletimiz 5 yıl daha iktidarda olan arkadaşlarına iktidar verirse; 20 yılda yapamayacağın neyi yapacaksın? Ülke sistematik olarak tüm cephelerde çöküyor. Bu yıl ilk kez onbinlerce gencimiz, ülkedeki ekonomik çalkantılar ve hayat pahalılığının katlanarak artması nedeniyle İstanbul’da çok daha yüksek derecelerle kayıt yaptırabilecekleri üniversitelere kayıt yaptıramadı. Nedeni ise, binaya kiralamasına engel olalım. Bunun sorumlusu kim? 20 yıldır iktidarda olan Sayın Erdoğan, 2002 yılında küresel küresel sermaye finans sisteminde bir yandan siyasi, diğer yandan ekonomik rol aldı. Siyasi bir kazanımmış gibi bunu millete duyurdular. Ne dediler; Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyız. Biliyorsunuz, “Kıpti Marada Çemberi cesaret verirken şarkı söylüyor” diye dillerini çok kaldırıyorlar. Utançlarını incelik olarak tanımlarlar. Öte yandan, seksen yıllık cumhuriyetin yarattığı ekonomik altyapının özellikle tarımda tasfiye edilmesinde rol oynadılar ve gereğini yaptılar. Nasıl yaptılar? Güçlerinden başlayarak Türk tarımını tasfiye ettiler.
20 yılda sanal bir servet tükettik.
Bugün “gübre neden yüzde 300-500 arttı” diye soruyorlar. Tek kalemde misal verecek olursak, Anadolu’nun bereketli topraklarında, Bergama’ya gitsek orada yazmaz; “Dünyanın en uzun lifli pamuğu burada üretiliyor.” Burada Bergama’da, Salihli’de, Amek Ovasında, Harran Ovasında, Çukurova’da, Antalya’da, Serik’te ilçe başkanımızın verdiği bilgiler, maiyetinin bile karşılamasını imkansız hale getirdi. Türk çiftçisine neler sunmuyor… 2021’de bu ülke sadece 2 milyar dolardan fazla pamuk ithal etti. İşte işe yaradı. Diyelim ki “Yüksek teknolojili ürünlere ihtiyacımız var, üretemiyoruz, yurt dışından ithal edelim”… Bu ülkeye adam dikerseniz, adamın yetişeceği bu topraklarda pamuk üretemeyiz. , Bunun sorumlusu kim? Sorumlusunuz. Tarım Bakanı, istikrarlı üretim ve istikrarlı fiyat garantisi veren politikalar ortaya koymayarak, şimdi çaresizlik içinde “Biraz daha ileri gidelim” diyor. Sizden önce başka bir hükümette veya başka bir siyasi partide bakanlar oldu mu? Hepimiz biliyoruz ki dış koşullarla birlikte Türkiye’nin 20 yıllık farazi refahını insanımızı ve ülkemizi borçlanarak tükettik. Şimdi ne yazık ki Türk milleti kendisi ödeyeceğine faturasını ödemeye başlamıştır.”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın