Asıl adı Burhânüddînoğlu Nâsırüddn olan müellif, “Rabat Oğuz” denilen ve yeri belli olmayan bir yerden olduğu ve orada kadılık yaptığı için Rabgûzî mahlasını almıştır. Ancak eserinin başında yaptığı açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, “arayanların onu kolayca bulması ve dinleyicilerin onu hızlı bir şekilde teşhis edebilmesi için” bu mahlası kullanmıştır. Rabghozzi’nin Kisu al-anbaa adlı, peygamberlerin hayatlarını ve hikayelerini anlatan anekdotlardan oluşan bir nesir eseri vardır.
Müellif, eserini 710/1311 yılında, aslen Moğol olmasına rağmen Müslüman olan ve İslam’ın gereklerini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan Emîrü’l-eccel Nâsırüddn Tok Buğa’nın emriyle yazmıştır. Kaside-i Enbiya’yı yazarken daha önce aynı isimle ve konu ile ilgili yazılmış eserlerden istifade eden Rabghozzi’nin iyi derecede Arapça bildiği ve Kur’an, tefsir ve Kur’an-ı Kerim gibi İslami ilimlere vakıf olduğu anlaşılmaktadır. ‘bir. konuşma.
Çalışmanın amacı, İslam’a geçen insanların dini ihtiyaçlarını karşılamak için Türkçe bilgi vermek olduğu için öncelikle Hz. Kuran’ı yayan peygamber de dahil olmak üzere peygamberlerin efsanelerinin açıklanması. Ayrıca dört ardıl, Hz. Ünlü Hasan ve Hüseyin masalları ile Harat fi Marut ve Asab al-Kehf gibi ünlü masallara da yer verilir. Eser, dönemine göre oldukça sanatsal bir üslupla kaleme alınmıştır. Yazar bu konuma Arouz’un sunumunda yazdığı Türkçe-Arapça şiirlere eserinde yer vererek onlara renk ve ahenk katarak ulaşmıştır.
Kutadgıı Bilim örneğinde olduğu gibi bu eserde de Türk şiirinin karakteristik nazım birimi olan dörtlüklerin yer aldığına dikkat çekilmektedir. Bu, Kutadgu Bilig’in işteki etkisinin olduğu izlenimini veriyor. Dil tarihi açısından daha önemli olan eser, nesir üslubu, genel dil üslubu, cümle yapısı ve anlatım birliği açısından folklorik üsluba daha yakındır.
Ahmet Kavroğlu’nun “XIV. Ortak Orta Asya Türkçesinin Kaşgar lehçesinin en karakteristik örneklerinden biri olarak kabul edilir. Fuat Kuprulu; Harzam tarlasının ekinlerinden sayılması gerektiğini söyler. Eser ilk olarak Rusça yayınlanmıştır.” araştırmacı NI Ilminsky tarafından 1859’da Petersburg ve Kazan nüshaları ile bazı kişilerin elindeki nüshaları karşılaştırarak eserin Londra baskısı 1948’de Alman Grönbeck tarafından tıpkıbasım olarak yeniden yayınlandı.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın