Bu dönemin edebiyatını iki farklı çizgide inceleyebiliriz; Aslında Tanzimat edebiyatına yenilikler, yani Batılılaşma edebiyatı denilebilir.
-> Şinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi ilk kuşak Tanzimat yazarları, Türkiye’de siyasi Tanzimat dönemiyle ölçülemeyecek kadar geniş bir aydın tabakası yarattı. En önemlisi de Türk dilini geliştirmek için gösterdikleri çabaydı. Bunda özellikle Şinasi’nin (1826-1871) Sefir ideolojisi etrafında başlattığı halk dili hareketi ve onun takipçilerinin getirdiği yeni edebiyat anlayışı önemli rol oynamıştır. Aynı zamanda Tanzimat edebiyatının kurucusu kabul edilen Şinasi, şiirde ilk kez yeni kavramları eski biçimleriyle kullanmıştır.
Öte yandan Namık Kemal, her zaman geniş kapsamlı eserler yazmış ve kuşağının en yüksek şairi ve dava adamı olarak görülmüştür. Zia Paşa, divan şiiri geleneğini sürdürmekle birlikte, arkadaşlarının ortak fikirlerine siyasi ve sosyal fikirleriyle katılarak, halk dilinin yazı dili olması gerektiğini savunan fikirlerine katıldı. Bütün bu çabalara rağmen teşkilatçılar 5 asırdır devam eden Divan-ı Edeb geleneğinden kurtulamamışlardır. Bu ilk kuşağın genel sanat felsefesi, “topluluk, ülke, özgürlük ve halk için sanat” anlayışıydı.
-> Tanzimat edebiyatının ikinci kuşağı diyebileceğimiz, üstadlarının izinden gitmelerine rağmen ilkleri kadar asi olmayan Hamid Ekrem ve Samipaşazad Sezai, sonuç olarak “toplum için sanat” felsefesini bırakmışlardır. Tanzimat’ın ilk yıllarına kıyasla siyasi ortam ve devlet yönetimindeki baskı (2. “
Bu iki kuşak arasında Namık Kemal, Çinasi, Abdülhak Hamid gibi edebî kurumların güçlü temsilcileri yetişmiş olsa da, son mücadelelerini o yıllarda gösteren eski edebiyat ve mücadeleyi sürdürmeye çalışan yeni edebiyat. Yine de yeni kuşağın görüşleri, özellikle o dönem için oldukça yeni olan gazete yazıları, roman, tiyatro ve eleştiri yazıları kısa sürede ve kolaylıkla geniş bir kitleye yayılırdı.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın