Şu anda görüntüleniyor
Fatih Sultan Mehmed küçüklüğünde bir yaramazlık yaptığında babası II. Murat Han şöyle demiştir:
– Ne yaramaz bir çocuksun, adam değilsin diye azarlıyor seni.
Devlet sırrıyla gözleri fal taşı gibi açık orada bulunan Aksemuddin hafifçe gülümseyip şöyle dedi:
– Peder ne orada, ne kader orada.
Aşılmamış mana
Muhammed Akef, Veteriner Mektebi’nde müdür yardımcısı olarak çalışırken muhasebeden bir metin anlayamıyordu. Yazıyı yazan Salih Efendi’yi arar ve yazıda ne demek istediğini sorar:
Salih Efendi, iki mânâsı olsun diye böyle yazmış, üstad cevap verince, Akef dayanamayıp şöyle demiş:
– şaşırtıcı bir şekilde, diyor. Bir tanesini bile çıkaramadık.
şekerler ve şarap taşı
Bir öğrenci Sokrates’e sormuş:
– Herkese iyi konuşma dersleri vermiş ve topluluk önünde konuşma sanatını öğretmiş olmana rağmen neden dışarı çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
– Oğlum, dedi Sokrates. Bileme taşı keskin değildir ama en sert demiri bile biler…
anlayış kanıtı
Tanıdıklarından biri Nizan Tevfik’e yazdığı romanın nüshalarını göstererek fikrini sormuş:
Nizen hoşlanmadığını ifade edince adam şöyle dedi:
– Güzel, diyor. Sen hiç roman yazmadın!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
– Taze veya eski yumurtaları çok iyi anlayabilirim. Ama bugüne kadar hiç yumurtlamadım.
birbirine bağlı
Hakim yanlışlıkla birkaç kişinin ölümüne neden olan bir sürücünün ehliyetini iptal edince, sürücü şunları yaptı:
“Ah, yargıç,” diye haykırdı. Hayatta kalmam araba kullanmama bağlı.
Yargıç cevap verdi:
– Başkalarının hayatta kalması da sizin sürücü olmanıza bağlıdır.
Madalya
Bir gün Bismarck, savaşta işe yaramış bir askere bir madalya takdim ederken: – Asker, yüz altın mı istersin bu madalyayı mı? Asker: – Madalyanın değeri nedir? o diyor.
Bismarck, “Yaklaşık üç altın değerinde.”
Asker: – Yani 97 altınla bir madalya istiyorum! o diyor.
Parmakla alınabiliyorsa
Bir Fransız hükümet yetkilisi savaşta Napolyon’u eleştirmeye çalıştı ve parmağını bir harita üzerinde gezdirdi:
– Önce bunu almalıydın, sonra buradan geçerek ötesini fethetmeliymişsin ki, Napolyon şöyle düşünceler dile getirmeye başlayınca:
– Evet, dedi. Parmaklar onlara gösterilebilirse, dediğin gibi yapacağım.
mikrop
Yahudi hakimler tarafından yönetilen ünlü Yahudi mahkemelerinde ölüm cezasına çarptırılan bir Alman generale son arzusu sorulduğunda şöyle cevap verir:
İdam edilmeden önce Yahudi olmak istiyorum. Böylece dünyadan bir mikrop daha yok olacak.
Neden Fatih Üstün?
Napolyon, S. Helen adasındaki sürgünü sırasında “Fatih misiniz yoksa büyük müsünüz?” diye sormuş ve sorusunu soranlara şu cevabı vermiştir:
Büyüklükte, onun öğrencisi bile olamam. çünkü daha hayattayken kılıçla aldığım yerleri bana geri veren talihsiz biriydim. o; O, işgal ettiği yerleri nesilden nesile aktarmanın sırrına ulaşmış şanslı bir insandır.
hastalandığında
Komedyen Eddie Cortarella hastalanınca ne yapacaklarını sordular ve o hemen cevap verdi: – Doktora gitmelisin çünkü doktor yaşamalı. Eczacı yaşamak zorunda olduğu için yazdığı ilacı alın. Ama sen de yaşamak zorundasın diye uyuşturucu içme…
Kurulumlar
Bernard Shaw ve Churchill hiç anlaşamadılar ve sık sık birbirlerini sıkıştırdılar. Bernard Shaw, oyununun ilk gecesinde Churchill’i oyuna davet eder ve her iki davete de bir pusula iliştirir:
“Sana iki davetiye gönderiyorum. Bir arkadaş getirebilirsin.”
Tabii bir arkadaşın varsa.
Churchill hemen cevap verdi:
“Maalesef o akşam başka bir yerde olduğum için oyuna gelemeyeceğim. İkinci akşam gelebilirim, eğer ikinci akşam oynarsan.”
Ne almayı seversin?
Oldukça şişman olan Yahya Kamal, lokantanın önünde uçurumun ucunda dinlenirken dışarı çıkan garson:
“İşte efendim” diye bağırdı. Ne almak istiyorsun?
Yahya Kemal gülümsedi ve:
– oğlum dedi. İzin verirseniz biraz ara vereceğim.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın