CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, “İletişim Başkanlığı 17 bin 382 kart verdi ama kaç kartın iptal edildiğini yazının kendisi yazmıyor. Bu da başka bir haksızlık. Çünkü gazeteciyi gazeteci olarak tanımlayan kurumdur. Bir yere gönderdiğinde tanıtım kartı olarak veriyor.Devletin “gazetecisin” veya “gazeteci değilsin” deme hakkı olduğunu düşünmüyorum.Beni işe alan kişi ne iş yaptığımı biliyor. ve yapmadıklarımı da maaşımı ödemem karşılığında gazetesini satıp parasını cebine koyuyor.
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, “İletişim Başkanlığı 17 bin 382 kart verdi ama kaç kartın iptal edildiğini yazının kendisi yazmıyor. Bu da başka bir haksızlık. Çünkü gazeteciyi gazeteci olarak tanımlayan kurumdur. Bir yere gönderdiğinde tanıtım kartı olarak veriyor.Devletin “gazetecisin” veya “gazeteci değilsin” deme hakkı olduğunu düşünmüyorum.Beni işe alan kişi ne iş yaptığımı biliyor. Benim maaşımı kimin ödediğini biliyor, gazetesini satıyor, parasını cebine koyuyor. Anadolu Ajansı ise devlet tanısın” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Enes Berberoğlu, bugün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Cumhurbaşkanlığı bütçesi hakkında konuştu. Berbroğlu şunları söyledi:
“İletişim departmanına özel cezalar daha çok faaliyetleri anımsatıyor”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden evrilerek İletişim Başkanlığı’na dönüşen bu kurulun çalışmalarından biraz habersizim. Devasa binasının yanından her geçişimde, onun neyin peşinde olduğunu merak ederdim. Fuat Aktay Bey bu kurumun faaliyetlerini tattı. “Kamu diplomasisi, dezenformasyonla mücadele ve devlet ile millet arasındaki ilişkiyi güçlendirme.” Ama ne yazık ki eski bir gazeteci olarak İletişim Başkanlığı’nın faaliyetlerinden en çok hatırladığım yanlı cezalar.
Türkiye Gazeteciler Sendikası ile Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın geçen yıl düzenlediği ortak toplantı verilerine göre İletişim Başkanlığı Basın İlan Kurumu tarafından verilen cezaların yüzde 88’i muhalif medyaya yönelik. . Bu gerçekten bir fikir veriyor. Açıkçası bu yıl alınan bir başka aksiyon da kafamda çok ciddi soru işaretleri oluşturdu. Evrensel’in tirajlarına göre ve konu üzerinde yapılan inceleme sonucunda sosyalist çizgide bir gazeteye reklamlarını kesmesi, basın kartlarını iptal etmesi ve hapse girmesi yasaklandı. Soracağım ama muhtemelen cevap alamayacağım: Böyle bir tiraj kontrolü başka bir gazeteye uygulandı mı?
Eski bir gazeteci olarak konuşuyorum ama bu, bugün gazetecilerin çok iyi bildiği bir şey. Basın ilan ajansı ilanına hak kazanabilmek için belli bir sirkülasyon sınırı vardır ve basın kartına hak kazanan belli sayıda çalışan vardır. İşaretlenmeden bırakılırsa genellikle güçlendirilir. Bu benim eski mesleğimin çarpıklıklarından biri.
“İletişim Müdürlüğü 17 bin kart verdi, 382 kart ama iptal edilen kart sayısını yazmıyor.”
İletişim Başkanlığı 17.382 kart sundu, ancak metnin kendisi iptal edilen kartların sayısından bahsetmiyor. Bu başka bir adaletsizliktir. Çünkü gazeteciyi gazeteci olarak tanımlayan kurumdur. Bir yere gönderdiğinde promosyon kartı olarak veriyor. Devletin “gazetecisin” veya “gazeteci değilsin” deme hakkı olduğunu düşünmüyorum. Beni işe alan kişi ne yapıp ne yapmadığımı biliyor. Maaşımı kim veriyor biliyor, gazetesini satıyor, parasını cebine koyuyor. Anadolu Ajansı ise ülke bilir.
Bakan Vakfı: Yerel Haberler’de 71 bina hemen yıkılacak
“Sansür yasası” ile ilgili söyleyeceklerim çok basit, böyle bir şey zaten uygulanamaz. Çünkü bu kanunun uygulanacağı kişiler bu kanundan korkmuyor. Öte yandan zaten medyanın yüzde 90’ına sahip bir siyasi güçten bahsediyoruz. Zaten bu yasaya tabi değiller. Görünen o ki, İletişim Başkanlığı yerini aldığı kurumun işlevini tamamen unutmuş durumda. Bu, Anadolu basınını adil reklamlarla desteklemek ve gazetecilere gerekli tanıtım desteğini sağlamaktır. Bütün bunlar unutulmuş bir kişi için bir iletişim aracı haline geldi.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın