Kültür ve medeniyet, aralarında karşılıklı ve sürekli ilişkiler olmasına rağmen, aslında iki farklı şeydir. Medeniyet, milletlerin kültürel değerlerinden bir kısmının birçok millet tarafından benimsenip yaygınlaşmasına verilen isimdir. Başka bir deyişle, uluslararası ortak değerleri yaşatmanın, anlamanın, yürütmenin ve yaşamanın tüm araçlarıdır. Bu ortak değerlerin kaynağı ise farklı kültürlerdir. Bu özelliğinden dolayı kültür milli, medeniyet ise milletlerarasıdır.
Örneğin Türkler, Araplar ve İranlılar birbirinden farklı kültürlere sahip olmalarına ve hatta İslam dininin uygulamaları büyük farklılıklar göstermesine rağmen genel dünya görüşleri, İslam hukuku, edebiyatları ve sanat eserleri bakımından millî değerlerin üzerindedirler. anlayış ve İslam medeniyetini birbirine uyumlu kılan, bölgede toplanmış ortak özellikler vardı. Aynısı İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca vb. için de geçerlidir. Bu durum, ulusları Hıristiyanlığa dayalı ortak uygarlık kuşağına getiren Batı uygarlığı için de geçerlidir.
Batı medeniyeti denilince akla bu medeniyete mensup Hıristiyan toplulukların manevi ve sosyal değerleri ile pozitif bilime dayalı teknoloji gelmektedir. Bu toplumlar pozitif bilimlerde aynı anlayışa sahip olmalarına ve teknolojileri yaratma ve geliştirme konusunda çok yakın yollar izlemelerine rağmen konuştukları diller, örf, adet, görenek, ahlak, görgü, folklor aynı değildir. Hepsi aynı dine mensup olmalarına rağmen dine karşı tutumları da birbirinden farklıdır. Aynı durum Uzak Doğu uygarlığı kuşağına giren toplumlar ve devletler için de geçerlidir.
Bir başka yönüyle medeniyet, aklın, bilimin ve teknolojinin ürünüdür. Bilimsel araştırma sonuçlarını teknolojiye, teknolojiyi de medeniyete aktarır. Bu bakımdan medeniyet, insanları daha rahat ve konforlu yaşam koşullarına hazırlamayı amaçlayan teknik gelişmeler yani teknolojidir. Bu nedenle medeniyetin milliyeti yoktur. Medeniyet, kültürün ürünü ve sonucu olduğu için, kültürde öncelik, medeniyette ikincisi önceliklidir.
Aralarındaki bu farklılıklara rağmen kültür ve medeniyet karşılıklı etkileşim içindedir. Çünkü insanın ve toplumun eseri olan kültür, geliştikçe medeniyetin ilerlemesine de öncülük etmektedir. Öte yandan medeniyet alanındaki gelişmeler, teknolojideki icatlar ve yenilikler de kültürel değerlerin şekillenmesinde ve değişmesinde rol oynamaktadır. Örneğin, geçmişte her toplumun o toplumun maddi kültür yapısına ve yaşam tarzına uygun giyim, barınma, yıkanma, yıkanma ve yemek yapma yöntemleri varken, günümüzde teknik gelişmeler ve moda birçok farklılığı silmiş ve ortak paydalara yöneltmiştir. sivil olanaklar alanı içinde biçimler. bağlamıştır.
Dokumada el tezgâhından dokuma makinesine, temizlikte el yıkamadan çamaşır makinesine, yakıtta odun ve kömürden gaz ve doğalgaza geçiş: Pulluktan traktöre, oraktan biçerdövere geçiş tarım kültürü, maddi kültür alanında bu değişikliklerin birkaç tipik örneğidir. Aynı şekilde bir zamanlar sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını ve sağlık sorunlarını din ve büyü yoluyla gidermeye çalışan insan, günümüzde bu ihtiyaçlar için tıp, bilim ve teknolojinin birleşik imkan ve uygulamalarından yararlanmaktadır. Kültür ve medeniyet arasındaki bu karşılıklı etkileşim ve medeniyetteki ilerleme, bazı açılardan kültürün sınırlarını daraltmaktadır: Kültürdeki gelişme ve gelişmeler doğal olarak medeniyetin sınırlarını genişletmektedir.
Kültür ve medeniyet arasındaki farklar şunlardır:
1. Kültür yaşanır, medeniyet öğrenilir. Medeniyete ait kazanılmış bir değer hayata aktarıldığında kültür olur.
2. Kültür ve toplum. Medeniyet, bireyi ön planda tutar.
3. Kültür bazen mantıksız olabilir. Öte yandan, medeniyet her zaman aklı rehber olarak alır.
4. KÜLTÜR BAZI DURUMLARDA GÜÇLÜ VE ADIMLI OLABİLİR. Medeniyet ise her durumda anlayışlı ve hoşgörülüdür.
5. Ulusal kültür. Milletler arasında medeniyet.
| Kültür nedir? | – | kültürün özellikleri | – | Kültür İşleri |
| Kültürün Unsurları | – | Ulusal Kültür | – | Kültür Kavramları |
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın