"Enter"a basıp içeriğe geçin

Anadolu Türk Şehircilik / Üçüncü Bölüm | YerelHaberler

Türk kentindeki diğer dini, sosyal ve ekonomik yapılar ise medrese, türbe, hamam, ribat, han, han, kütüphane ve zaviyedir. Bu yapılar daha çok cami çevresinde yer alır ve külliye olarak bilinen yapı gruplarının bir parçasıdır. Onbirinci, İslamlaşma sürecinin tamamlandığı yer. 19. yüzyıldan sonra Türk şehirlerinde en çok karşılaştığımız yapı topluluklarının cami ve medreseler olduğunu söyleyebiliriz.

Kasaba halkının meskenleri genellikle avlu şeklindedir. Bu tür konutların İslamlaşma ile İslam’ın özgüllüğünün anlaşılması doğrultusunda benimsendiği, yaygınlaştığı ve yeniden düzenlendiği bilinmektedir.

Arap coğrafyacılarının ifadelerine göre, Hazar Denizi’nin dağlık bölgelerinde ve kuzey kıyılarında yer alan bazı şehirlerde, yurt adı verilen ve Bedevi Türk çadırını andıran, çadırın üstünü örtmekten oluşan bir mesken tipi olduğu anlaşılmaktadır. keçe ile ahşap iskelet. , Çok yaygın. Türk şehrinde sıradan konutların yanı sıra bir zamanlar seçkin aristokratların yaşadığı saraylar ve konaklar da vardır.

Cadde ve sokak düzeni hakkında pek bilgimiz yok. Ancak Uygur şehirlerinin, Göktürk dönemine ait bazı şehirlerin ve Abbasiler döneminde kurulan Türk şehri Samarra’nın oldukça düzgün ve planlı bir yol ayrımına sahip olduğu bilinmektedir. Öte yandan, Ak-Bashim şehrinde, şehir planlamasında çok ileri bir seviyeye işaret eden yaya kaldırımlarının caddelerin kenarlarına inşa edilmiş olması şaşırtıcıdır. Türk şehirlerini ziyaret eden Arap coğrafyacılar, bazı şehirlerde şehir merkezinden geçen büyük bir caddeden bahsetmektedir. Benzer bir düzenleme Katay ve Samarra’da da bulunur. Bazı şehirlerde cadde ve sokakların taş veya tuğla döşeli olduğu bilinmektedir.

Türk şehirlerinin en eski zamanlardan beri şehrin farklı yerlerinde düzenlenmiş yeterli yeşil alanlara ve geniş meydanlara sahip olduğu anlaşılmaktadır. Semerkant’ta şehir meydanlarında dikilen, birbirlerini kovalıyor ya da konuşuyormuş izlenimi veren ahşap fil, deve, boğa ve vahşi hayvan heykellerinden bahsedilir. Semerkant’ta diğer şehirlerde göremediğimiz, ileri bir şehirleşmeye işaret eden bir diğer nokta da Kiş şehrinin kapısında Semerkand’ın Sana’a ve benzeri diğer büyük şehirlere olan uzaklığını gösteren metal bir levhanın bulunmasıdır. . .

Türk şehirlerinde diğer çağdaş komşu medeniyetlere göre daha gelişmiş bir su sisteminin kurulduğu görülmektedir. Birçok şehirde, su kemerleri ve kemerler vasıtasıyla şehir sokaklarında su sirkülasyonu sağlandı. Şehir meydanlarına havuzlar ve çeşmeler yapılmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi Ak-Bashim’de borulu su dağıtım şebekesi, Semerkant’ta ise kurşun kaplı su dağıtım kanalları yapılmıştır. Özkend’de kesin olmamakla birlikte bir kanalizasyon sisteminin varlığından bahsedilmektedir. Bu yapı bir ortaçağ şehri için harika. Türklerin kullandığı alfabeler, ifadeleri

Türk şehirlerinde mezarlıklar genellikle şehir dışındadır. Ancak birçok şehirde cami mezarlıklarında veya başka yerlerde küçük bireysel veya toplu mezarlar vardır ve bazılarının üzerine türbeler yapılmıştır.

Türklerin şehirlerini inşa ederken ana yapı malzemesi olarak kerpiç ve tuğla kullandıkları, erken dönemlerde kerpiç kullanımının çok yaygın olduğu, kerpiç kullanımının zamanla kerpiç karşısında yaygınlaştığı kaydedilmektedir. Ancak Hazar Denizi’nin kuzeyine uzanan topraklarda ve bazı şehirlerde ahşap malzemenin yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Aslında pek çok şehirde az miktarda da olsa ahşap malzeme bulmak mümkün. Taş kullanımı çok nadirdir. Bazı şehirlerde binaların yapımında devşirme malzemelerin kullanıldığı da görülmektedir. Kerpiç ve tuğla sanayisinin çok ileri düzeyde olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin ezilmiş kil ile kuru bitki veya çakılların karıştırılarak güçlendirilmiş kerpiç duvarlar yapılması Türklerin eski çağlardan beri kullandığı bir yapım yöntemidir.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir