Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Türkiye Temsilci Yardımcısı Paolo Marchi, bugün Ankara’da düzenlenen Çocuk Hakları ve İş İlkeleri Kapsamında Yönlendirme ve Denetim Stratejileri Konferansı’nda; Türkiye’de kaydedilen büyük ilerlemeye rağmen, özellikle son 10 yılda yüzbinlerce çocuğun hala çocuk işçiliği kapsamına alındığını görüyoruz. “Kısa vadeli hedef, kötü dediğimiz şeydir ve en zoru
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Türkiye Temsilci Yardımcısı Paolo Marchi, bugün Ankara’da düzenlenen Çocuk Hakları ve İş İlkeleri Kapsamında Yönlendirme ve Denetim Stratejileri Konferansı’nda; Türkiye’de kaydedilen büyük ilerlemeye rağmen, özellikle son 10 yılda yüzbinlerce çocuğun hala çocuk işçiliği kapsamına alındığını görüyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutvihak Alpkan, “Kısa vadeli hedef kötü dediğimiz en zor ve ağır şartlarda çalışmayı sıfıra indirmek, çocuk işçi oranını toplamda yüzde 2’ye indirmek” dedi. .
CHP heyeti Yerel Haberler’ye gidiyor: CHP’li belediyelerle koordinasyon sağlanacak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve UNICEF iş birliğinde, Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında “Çocuk Hakları ve İş İlkeleri Kapsamında Rehberlik ve Teftiş Stratejileri Konferansı” bugün Ankara’da düzenlendi. Konferansın açılışını Yönlendirme ve Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Yaşar Ata, UNICEF Türkiye Temsilci Yardımcısı Paulo Marchi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutvihak Alpkan yaptı. Ata, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Ata: Her çocuğun okula gitme hakkı vardır. Bu hakkın bir sonucu olarak, çocuklar yetişkinler gibi çalışamazlar.
“Hepinizin bildiği gibi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü idi. Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla 20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Çocuk Haklarına Dair Sözleşme imzalandı ve 20 Kasım 1989’da kabul edildi. Dünya Çocuk Hakları Günü ilan edildi.Bu vesileyle tüm çocuklarımızın Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutluyorum.
Her çocuğun okula gitme ve oyun oynama hakkı vardır. Bu hakkın bir gereği olarak çocuklar yetişkin olarak çalıştırılamaz. Çalışmaları gerekiyorsa yapacakları iş sağlıkları ve eğitimleri için sorun teşkil etmemelidir.
Bugün ülkemizde ücretli geçici tarım işlerinde çocuk işçiliği, ağır ve tehlikeli işlerde aile işçiliği dışında kalan en kötü şekliyle çocuk işçiliği olarak tanımlanmaktadır. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin önlenmesi her zaman ülkemizin ulusal hedefi olmuştur ve bu hedef tüm ulusal planlarımıza yansıtılmıştır. Bu kapsamda Yönlendirme ve Teftiş Başkanlığı olarak 2017 yılından bu yana Çocuk Hakları Eylem Programı kapsamında çalışmalar ve UNICEF ile çalışma ilişkileri yürütmekteyiz. Bugün, söz konusu çalışma kapsamında, paylaşmak üzere bir aradayız. 2021-2022 yıllarında gerçekleştirilen faaliyetlerin sonuçları.
Araştırma faaliyetlerimizi İzmir, Bursa, Mersin, Adana, Hatay, Konya ve Denizli illerinde araba tamiri, mobilya, tekstil ve ayakkabı ticareti yapılan işyerlerinde iki haftalık program dahilinde toplam 12 iş müfettişi ile gerçekleştirdik. üretilmiş.
Araştırma faaliyetleri sonucunda toplam 2.416 işyeri ziyaret edilerek 416 çırak, 410 çocuk ve 130 çırak olmak üzere toplam 950 çocuk tespit edilmiştir.
Marchi: Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin önlenmesi için sizi sonuna kadar destekleyeceğiz
Marchy dedi ki:
“Çocuk işçiliği doğrudan çocuk haklarının ihlalidir. Bu, çocuğun ekonomik sömürüden kurtulmasını doğrudan ihlal etmekle birlikte, çocuğun eğitim ve refah hakkını da ihlal etmektedir. Türkiye’de kaydedilen muazzam ilerlemeye rağmen, özellikle şunu görüyoruz: son on yılda hala yüz binlerce çocuk çocuk işçiliği kapsamına giriyor.Bunlar 5-13 yaş arası çocuklar.Bu rakamlara mülteci topluluklarındaki çocuklar dahil değil.Bazı araştırmalara göre çocuk işçiliğini görüyoruz. mülteci topluluklarından işgücü çok yaygın ve hatta daha fazla.
Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin önlenmesi bağlamında sizleri sonuna kadar destekleyeceğimizi belirtmek isteriz.
İlk defa gençlerin sorunlarını inceledik ve bunu gençlerin bakış açısıyla yaptık. Bu çalışma aslında Bakanlık ve UNICEF üzerinde bir baskı olacaktır. Bu master çalışma ile çocuk işçiliğinin haritalandırılması ile ulusal bir model geliştireceğiz. Tedarik zincirinde çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak ve özel eylem planları geliştirmek için meslek kuruluşlarını dahil ederek gençlerin ve çocukların sorunlarını ortadan kaldırmaya çalışacağız.
UNICEF olarak bütüncül bir bakış açısıyla yaptığımız çalışmalar sonucunda çocuk haklarını daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu ilkelere baktığımızda uluslararası tanımlanmış standartların ötesine geçmeyi hedefliyoruz ve temel hakların ötesine geçmek istiyoruz.
Çocuk haklarının korunması, çocukların işgücü piyasasına entegrasyonunun sağlanması ve çocuk işçiliğinin en kötü koşullarının ortadan kaldırılmasına desteğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz.”
Alpkan: UNICEF Türkiye’nin işbirliği için teşekkür ederiz
Son olarak söz alan Bakan Yardımcısı Alpkan şunları söyledi:
Artık sanayileşme ve artan nüfusla birlikte birçok farklı nedenden kaynaklanan sorunları birlikte, işbirliği içinde çözmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, UNICEF’in Türkiye’deki katkıları ve işbirliği için minnettarız. Bu işbirliğinin artarak devam etmesini diliyoruz.
Geride bıraktığımız 30 yılda UNICEF, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer kurumlarla iş birliği içinde ihracatı da artan bir ülkeyiz, dolayısıyla küresel bağlantıları olan çok yakın bir çalışma hayatımız var. Bu nedenle işbirliğimiz artarak devam ediyor. Bu bağlamda bazı sonuçlar elde edilmiştir. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren 21. yüzyılın ilk on yılında artarak devam eden çocuk işçiliği ile mücadele konusunda uluslararası mevzuata uyum sağlamak ve sahada bunu başarmak için ciddi çabalar sarf edilmiştir.
Mevzuat bağlamında çocuk işçiliği ile gençlik işçiliği arasında bir ayrım yapıldığından, uluslararası mevzuatta bazı farklılıklar olabilir. Çocuk işçiliği 5 yaşından 17 yaşına kadar sayılabilir ancak mevzuatımızda çocuk işçiliği 14 yaşına kadar kalmaktadır. Sonra 16 yaşından sonra küçük bir doğum olur. Genç istihdamını artırmak ve genç işsizliğini azaltmak için çok ciddi stratejilerimiz ve eylem planlarımız var. Bizim için çocuk işçiliği olmayan, en kötü ihtimalle aile işi olmadan sanayide veya tarımda çalışmaktan bahsediyoruz. Bu çocukların zaten eğitimde olması gerekir. Devletimiz 4+4+4 eğitimini zorunlu hale getirdiği için bu çocukların normal şartlarda çalıştırılmaması gerekiyor.
Örneğin Türkiye’de çocuk işçi oranı 1994’te yüzde 15’in biraz üzerindeyken, 2019’da TÜİK istatistiklerine göre pandemiden hemen önce yüzde 5’in altına düştü. Yani 1/3 oranında azalmış görünüyor.
Yakın vadede kötü dediğimiz en zor ve elverişsiz koşullarda çalışmayı sıfıra indirmeyi, çocuk işçi oranını toplamda %2’ye indirmeyi hedefliyoruz. Tabi ki orta ve uzun vadede toplu olarak bundan kurtulmak amacı ile birlikte çalışıyoruz.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın