"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kadınlar 25 Kasım’da Taksim Tüneli’ne çağrı yaptı

25 Kasım’da Kadın Platformu, Kadıköy Muda’da dağıtılan broşürlerin ardından Mehmet Ayvalıtaş Parkı’nda basın açıklaması yaptı. 25 Kasım’da Taksim Tüneli’nde arama yaptı.

Haber: Fatoş Erdoğan

25 Kasım’ı talep eden Avcılar’da dün arkadaşlarının tutuklanmasını protesto eden kadınlar, arkadaşlarına “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yurt dışına çıkış yasağını ve adli kontrol kararını kabul etmediklerini söylediler. Açıklamada belirtilenlerden dolayı.

İmamoğlu'ndan İBB Derneği'ne 'İSKİ' çağrısı
İmamoğlu’ndan İBB Derneği’ne ‘İSKİ’ çağrısı

fotoğraf_6048856525088341552_y

25 Kasım Kadın Forumu üyesi Neferuz Tocci Özçelik, bildiri dağıtımına yasa dışı olarak teşebbüs edildiğini ve polisin bildiri dağıtımını engellemeye çalıştığını belirterek, tüm engelleme girişimlerine rağmen engellemeyi başardıklarını ifade etti. . Davetlerini kadınlara iletin.

Özçelik, “Bildirileri elden ele kadınlara dağıtmak için elimizden geleni yaptık. Bildirileri aramak isterseniz kapı altlarında, camların altında ve ceplerinizde bulabilirsiniz.”

fotoğraf_6048856525088341551_y

Ardından platform üyesi Ferid Eralp, Avcılar’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bildiri dağıtan 8 kadının tutuklanmasına dikkat çekerek, “Arkadaşlarımız ‘suçu övmekle’ suçlanıyor. Bunu asla kabul etmiyoruz, Ataerkil devletin şiddetine, kadın ve transların öldürülmesine ‘hayır’ demenin suç değil, yaşam hakkı olduğunu çok iyi biliyoruz.

Eşitliğimiz için savaşmak suç değil. Esas suçlu biz değiliz. Kadınlar asıl suçlunun kim olduğunu çok iyi biliyor” dedi.

25 Kasım Kadın Forumu’ndan yapılan açıklama şöyle: İran’dan Türkiye’ye uzanan ataerkil devlet şiddetine karşı biz kadınlar başkaldırı içindeyiz. 25 Kasım’ı tüm dünya kadınlarının direnişiyle karşılıyoruz. Biz iyimseriz! Özgürlüğümüz için kararlıyız!

Kadınlar, ataerkil devlet şiddetinin arttığı, kadın düşmanı politika ve düzenlemelerin düzenlendiği bir sistem için artık yeter diyor. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilen, nafaka hakkımızı gasp etmeye çalışan, kadınlara yönelik yargı paketleri ve kanunlar çıkaran bu iktidar, şiddete uğrayan her kadından sorumludur.

Kadınların kazanımlarına göz diken iktidar, erkek şiddetini teşvik ediyor. Cezasızlık politikalarıyla şiddet uygulayan erkekler ve onlara sahip çıkanlar değil, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar, kadınlar için mücadele edenler yakalanıyor.

Her gün nefret söylemini pekiştiren devlet destekli yürüyüşlerde, LGBT bireyler aileyi koruma adına susturulmaya, tecrit edilmeye, tecrit edilmeye çalışılıyor. Hayatımızdaki dini baskı her geçen gün artıyor. Kutsal olmakla övündükleri aileler, sömürü ve şiddetin yuvasıdır!

Bu evler tarafından yargılanmayı kabul etmiyoruz. Hayatımızın ve haklarımızın tek garantisi biziz. Ne dün, ne bugün susmadık, korkmadık, itaat etmedik!

Bugün hakkımızı gasp edenler, “güçlendirilmiş aile” projesiyle karşımıza çıkıyor. Kadınlara kaç çocuk yapacaklarını söyleyenlere, aile hizmetinde kariyer yapmaya zorlayanlara bir sözümüz var. Kabul edilen ailenizin kabul edilen kadını olmayacağız! Çünkü erkeklerin kadına yönelik şiddeti daha çok ailedeki erkeklerden geliyor.

Kadınların öldürülmesinde olay yeri yaşadıkları evler! Çocuk istismarı aile içinde ortadan kalkar. Kadınların ev işleri giderek daha fazla sömürülüyor. “Güçlü aile” diyerek kadın düşmanlığının hayatlarımız üzerindeki hakimiyetini sürdürmesine izin vermeyeceğiz. AKP-MHP iktidarının militarist, milliyetçi ve cinsiyetçi savaş ve şiddet politikaları en çok kadınları etkiliyor. İtaatsiz kadınları DAİŞ’i yenmeye çalışarak tutuklayanlar, cezaevlerinde çıplak arama ve kadınlara yönelik cinsel şiddet uyguluyor. Kadın katillerinin iyi hallerine indirim uygulayanlar, tecavüzcüleri örfi aflarla baş başa bırakıyor, bunlara uymayan kadınları cezalandırıyorlar. Semra Güzel’i, Musila Yapıcı’yı, Spinim Koror Venkansı’nı ve daha birçok seyyahı tutuklayanlar şunu bilsinler ki; Biz kadınlar yurt içinde ve yurt dışında mücadeleye devam edeceğiz. Dayanışmamız duvarları aşacak.

Her geçen gün daha da fakirleşiyoruz. Ekonomik krizin derinleştiği bu günlerde biz kadınlar, lezbiyenler, geyler, biseksüeller, translar ve biseksüeller (LGBT) krizin en ağır koşullarıyla karşı karşıyayız. Güvencesiz çalışan, ucuz emeğe sahip olan, kriz anında işten atılan, ihmal edilen emeğin sahibi olan biz kadınlar, yeter deyin bu gidişata. Hijyen ürünleri, HPV aşısı, tampon ve pedler kadın sağlığı için en temel ihtiyaçlar iken bunlara ücretsiz ulaşamıyoruz.

Konut sorununu, artan kiraları, ödenmeyen faturaları, boş market poşetlerini düşünmek istemiyoruz. Tüm kadınları eşit, özgür ve insanca bir yaşam için mücadele etmeye çağırıyoruz. Canımız ve hakkımız için burada olduğumuzu haykırmak, erkek devlet şiddetinin, nefret suçlarının, savaşın ve yoksulluğun her türlüsüne son vermek için 25 Kasım’da Taksim’deyiz! İsyan ve umutla, birbirimizden aldığımız güçle yan yana, omuz omuza buluşalım!

fotoğraf_6048856525088341550_y

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir