"Enter"a basıp içeriğe geçin

İzmir’de Atatürk’e suikast girişimi, nedenleri ve sonuçları | YerelHaberler

Mustafa Kemal’e karşı çıkan sendikacılar ve Terakki Partisi’nin bazı üyeleri Atatürk’ü öldürmek istediler. Bu eylemi düzenleyenlerden biri de eski milletvekillerinden Ziya Hirşit ile Kufe-yi Milli’nin liderlerinden Sarı Edip İfe ve arkadaşlarıydı. Mustafa Kemal, 10 Mayıs 1926’da Mersin’e gitti ve orada beş gün kaldıktan sonra Ankara’ya döndü.

Suikast haberi, Kemal Bey’in Ankara’dan ayrılışından ve katillerin tutuklanmasından bir gün sonra İsmet İnönü’ye gönderilen bir telgrafla duyuruldu. Suikast haberi ülke çapında üzüntüye neden oldu. Tutuklandılar ve İstiklal Mahkemesi’ne gönderildiler. İzmir’deki dava dışında olayın sorumluları Ankara’da tutuklandı.

İzmir’de Naim Sarayı’nın kapısına gelen Atatürk, kentlerinde yaşanan suikast nedeniyle yas tutan İzmirlilerin başsağlığı dilemesinin ardından, düşmanların eylemlerinin devrimleri engelleyemeyeceğini söyledi. Ata’ya sadakatlerini gösterdiler. İstiklal Mahkemesi Savcısı Necip Ali’nin İstanbul’daki Meclis Başkanı’na gönderdiği telgrafta, TBMM’de üyesi bulunan Terakki Fırkası ileri gelenlerinin olayın asıl faili olduğunu açıklamasının ardından Ankara’da da tutuklamalar başladı. olay. Mustafa Kemal, 22 Haziran 1926’da millete hitaben yaptığı açıklamada, kendisine olan sevgi tecellilerinin milletin gizli siyasî emirler ve inkılâplar karşısında teyakkuz gösterdiğini açıklamış ve teşekkür etmişti.

Bir suikast girişiminin görüntüsü

Suikast girişimi, Mustafa Kemal’in 15 Haziran 1926’da Balıkesir’de bulunduğu sırada Geritli Çifki adlı bir motosikletçinin gelip doğrudan dönemin İzmir Valisi Kazım Derik’e haber vermesiyle ortaya çıktı. Katiller, İzmir Kemeraltı Çarşısı’nın ana caddesine (bugünkü adı “Anafartalar Caddesi”, o zamanlar – sokaktaki Mevlevihane nedeniyle – “Mevleviler Sokağı”) bakan bir otelin pencerelerinden ateş açmayı planlıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa sırada iken sokaktan geçmek Gezinin seyri.

Rapora göre, katiller arasında Diya Hirsit, Gurko Youssef, Laz Ismail ve Shubur Helmy yer aldı. Planlarına göre bu kişiler, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’i İzmir’i ziyarete geldiğinde Kemeraltı Polis Karakolu’nun önünde vurarak öldürecekler ve olaylardan yararlanarak Yemiş Çarşısı’nda bekleyen bir arabaya binip uçağa bineceklerdi. Giritli Şevki Bey iskelede bekler ve Sakız Adası’na kaçar. Ancak son anda Safeki Bey tövbe edip katilleri ihbar edince bir suikast girişimi ortaya çıktı.

Cinayet zanlılarının yargılanması

Olayın ardından İzmir’de silahlı ve bombalı olarak tutuklanan Ziya Horşit’in ifadeleri doğrultusunda çok sayıda kişi tutuklandı ve hemen İstiklal Mahkemesi kuruldu. Yargılananlar arasında Kazım Karabekir, Ali Fuat Sibesoy, Reft Beyli, Bekir Sami Kondoh, Kafer Tayyar Egilmez ve Fasif Karakol gibi Milli Mücadele’nin önde gelen isimleri de vardı. Bu ünlülerin çoğu beraat etti. Ancak İttihat ve Terakki’nin bazı önde gelen isimleri suikastla bağlantılı bulundu ve idam edildi.

O gece ve ertesi gün İstanbul ve İzmir’de gerçekleşen tutuklamalarda Ziya Hirsit, Gürko Yusuf, Laz İsmail ve Şupur Hilmi tutuklandı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası içinde suikastın arkasına kapanan bir grubun olduğu sonucuna vardı. Partinin kurucuları olan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cibesoy, Reft Beyli ve Adnan Adıvar gibi Milli Mücadele’nin ünlü isimleri, diğer suikast zanlılarıyla birlikte İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı.

Mahkeme, Zia Hirsit ve arkadaşlarını idama mahkum etti. 14 Temmuz 1926’da 14 kişi idam edildi. Suikast girişiminden sonraki bir ay içinde yargılama yıldırım hızıyla tamamlandı ve idam cezaları infaz edildi. Milli Mücadele’nin liderlerinden olan ve o sırada yurt dışında bulunan Rauf Orbay, gıyabında on yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Terakki Fırkası’nın diğer üyelerini yargılanmak üzere beraat ettirse de birçoğu uzun süre zan altında kaldı. Hükümet pozisyonlarından dışlandılar. Çoğu on yıldır siyasetin dışında kaldı.
18 Haziran 1926 Mustafa Kemal Paşa, suikast girişimiyle ilgili Anadolu Ajansı’ndaki ifadesini şu sözlerle bitirdi:

Benim mütevazi bedenim bir gün mutlaka toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet dimdik ayakta kalacaktır.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir