Saltanatın kaldırılmasından sonra yeni bir rejim arayışı başladı. Savaşın bitiminden sonra ve Lozan’dan sonra bütün milletler tarafından milli devlet olarak kabul edilince uygulanmaya başlandı. Sistem olarak cumhuriyet benimsendi. Atatürk’ü Cumhuriyet’e götüren birçok sebep vardı. Bunların başında çok uzun zamandır Cumhuriyet özlemi duyması gelir. 1908 devrimiyle yetinmeyen Kolağası Mustafa Kemal, o dönemde devrimi kendisinin tamamlayacağını belirtmişti.
Cumhuriyet, Atatürk’ün ve Türk milletinin kişiliğiyle bağdaşmaktadır. Çünkü bu bir özgürlük sistemidir. Cumhuriyet, en gelişmiş devlet ve yönetim şeklidir. Medeniyet dünyasındaki modern yönetim şeklidir. Bu insani bir yaşam tarzıdır. Atatürk, cumhuriyeti şöyle değerlendirmiştir: Cumhuriyet, milletin irade ve arzusuyla kurulmuştur. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte devlet ile millet arasında bir ayrılık kalmamıştır. Cumhuriyet, bir anlamda devletin gücünü ifade eder.
Cumhuriyet bir devlet biçimi olduğu gibi, uygulanan siyasi sistemin de adıdır. Cumhuriyet, Türk İnkılâbını ifade eder. En gelişmiş ve en gelişmiş hükümet şeklidir. Cumhuriyet bir hedeftir ve temeli millî egemenliktir. Türk anayasal düzenine bağlılıktır. Cumhuriyet erdem ve adaletle eş anlamlıdır.
23 Eylül 1923’te Newe Freie Presse’ye verdiği demeçte Gazi, Türkiye yönetiminin demokratik bir cumhuriyet olacağını ileri sürdü. Aynı gün Vatan gazetesi, hukukun ilkelerinin cumhuriyetin kuruluşuna dayandığını ve milletvekilleri arasında bunu bir an önce kabul etme eğilimi olduğunu iddia etti. Trabzon’da bulunan İstiklal Gazetesi, bu konudaki haber ve yorumlarına ilerleyen tarihlerde devam ederek, 26 Eylül’de Cumhuriyet Yönetimi’nin kurulacağını bildirdi.
İstanbul’da bulunan Vatan, İkadam, Tanin, Fakit ve Tafhid Afkar gazeteleri, 23 Eylül’den 29 Ekim 1923’e kadar bir ayı aşkın bir süre boyunca hemen her gün köşelerinde Cumhuriyet’le ilgili haberlere, makalelere ve tartışmalara yer verdiler. gazeteler bildirdi. Tanin gazetesi, 31 Ekim 1923 tarihli sayısında, mecliste 286 üye olduğu, ancak cumhuriyetin ilanının 158 milletvekili tarafından yapıldığı ve meclis üyelerinin üçte ikisinin, yani yüz doksan üyenin bu karar için hazır bulunması gerekir. Ancak, oyların çoğunluğu yasaların çıkarılması için yeterlidir. Rogge ve Tannen tarafından öne sürülen tez doğru değil.
29 Ekim 1923’te Yunus Nadi, Gazi’ye “Bunu en güçlü saatimizde yapmalıyız” dedi. Gazi, “En güçlü zamanımız bugün” dedi. dedi. Nitekim o gün en güçlü dönemdi ve Cumhuriyetin ilanının zemini ve şartları oluşmuştu. İtilaf Devletleri ile yapılan savaş başarıyla sonuçlandığı için saltanat kaldırılmış ve Lozan Antlaşması imzalanmıştır. Gazi, Türkiye’de ve yurtdışında kurtarıcı ve Türkiye’yi yeni zirvelere götüren kişi olarak tanımlanmıştır.
Gazi’ye göre demokrasi ilkesini en çağdaş ve mantıklı biçimde uygulayan sistem cumhuriyettir. Cumhuriyette son söz, halkın temsilcisi olarak seçilen meclisindir. Gazi, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyetin temeli olan milli egemenlik anlayışına derinden bağlıdır. Onun için en büyük hedefi Cumhuriyeti korumaktır ve Notok’ta belirtildiği gibi bu görev gençlere bırakılmıştır. Cumhuriyet, en önemli reformlardan biri olarak kabul edilen laikliği de şiddetle savunmaktadır.
Kısaca Cumhuriyet
Tanım: “Milli egemenliğe dayalı bir yönetim biçimi olarak cumhuriyet sistemini beklemek ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimsemek.” Batı dillerinde cumhuriyetçiliğin karşılığı milletin kendisine yönelmesidir. Cumhuriyete hayat veren damarların başında demokrasi gelir. Gerçek cumhuriyetçi sistemlerde sistemin demokrasi ile ilişkisi çok önemlidir. Çünkü cumhuriyet, demokrasinin gerekleri çerçevesinde kendisini iç ve dış tehlikelerden korur. bunu aşarsa; Demokrasi ve cumhuriyet arasında bir kopukluk var. Bu olursa en çok Cumhuriyet zarar görür.
Demokrasiyi benimsemiş siyasal sistemlerde, özgürlüklerin kullanım alanları demokrasi kuralları ile sınırlandırılmıştır. Cumhuriyet sisteminde hiç kimsenin sınırsız hakları ve kanunları yoktur. Çünkü demokrasilerde; Hukuk, bireylerin ve dolayısıyla toplumların özgürlüklerini güvence altına alır. Sınırları adaletin kalemiyle çizilmiştir.
Atatürk, 29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyetin altyapısını adım adım nasıl hazırladı? Cumhuriyet laik bir sisteme dayanacaktı. Başka bir deyişle, cumhuriyet yönetiminde halifeye ve onun naaşına yer yoktu. Cumhuriyeti koruyacak adil bir hukuk sistemi. Cumhuriyetin genç nesilleri, demode insanlar tarafından değil, bağımsızlık ve özgürlüğün değerini bilen öğretmenler tarafından yetiştirilecektir. Mantıksız olan her şey imparatorluktan kaldırılacak ve bilim, cumhuriyetin temelini oluşturacaktır.
Atatürk, cahil ve şuursuz bir toplumun millet olma hakkının olamayacağını ileri sürmüş, bir milletin bilinçlendiği ölçüde haklarını ve kanunlarını koruyacağını biliyordu. Bu nedenle eğitime ve kültüre büyük önem vermiştir. Bu nedenle kültürü bir bakıma Cumhuriyetin temellerinden biri olarak görmektedir.
Atatürk, cumhuriyet ilkesine ilişkin görüşlerini birçok kez dile getirmiştir:
“Türk milleti, halkın yönetimi olan bir cumhuriyetle yönetilir.” (İnan felaketi – sivil bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün el yazması, s. 352)
“Türk milletinin tabiat ve karakterine göre idaresi cumhuriyet idaresidir. Şu andaki hükûmetimiz bir devlet teşkilatı ve doğrudan doğruya milletin kendisi tarafından yapılan bir hükûmet olup, adı da cumhuriyettir. Artık hükûmet ayrılığı yoktur. ve ulus.Hükümet insan demektir ve insan da hükümet demektir.” (Söylemler ve Beyanlar C.III.s.75, C.II.s.230)
“Demokrasi ilkesi, temel olarak, egemenliğin hangi yöntemle uygulandığına bakılmaksızın ulusun egemenliğine sahip olmasını ve onu elinde tutmasını gerektirir. Bildiğimiz şekliyle demokrasi siyasidir. Amacı, ulusun yöneticiler üzerindeki denetimi yoluyla siyasi özgürlüğe ulaşmaktır.” (Aft Inan – Yazdıklarım, Kemal Atatürk, s. 71, 73)
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın