Uygurlar döneminde Türklerin yaşam tarzlarında köklü bir değişiklik olmuştur. Yaz-kış arası hayvancılık ve otlak yetiştiren göçebe bir halk olan Türkler, Uygurlar döneminden sonra yerleşmişlerdir. Kent yaşamına alışmaya çalışan ve tarımla uğraşmayı öğrenen Uygurlar, farklı dinleri benimseyerek yeni bir medeniyet yaratma sürecine girdikleri bu dönemde yeni kavramlar için sözcükler türeterek dillerini zenginleştirdiler.
Uygurlar döneminde Türkler arasında Şamanizm ile birlikte Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık da yayılmıştır. Dini değişimler, Uygurların dini çevre içindeki uluslarla çok yönlü ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Bu etkileşim Uygur döneminin en belirgin özelliğini oluşturmaktadır. Maniheist veya Burkani inançlara ait yeni kavramlar, bazen kültürlerinin etkilendiği yabancı ülkelerden alınır ve çoğu zaman Türk kökenli kelimelerle karşılanır. Uygur Türkçesi hem yerleşik hayata hem de yeni kabul edilen inançlara ait somut ve soyut kavramlarla oldukça zengin bir söz varlığına sahiptir.
Morrish Swadesh’in listesindeki 100 kelimenin tamamı Türkçe-Uygurca söz dağarcığında bulunuyor. Ayrıca “yıldız > kök”, “köymek > yanmak”, “küş > çok”, “tün > gece”, “kasık > kabuk” ve “süŋük > kemik” gibi bunlardan birkaçı dışında kalanlar Türkiye Türkçesindeki ile hemen hemen aynıdır. Ayrıca Swadesh’in listesinde olmayan ‘it’ (emir), ‘idmak’ (gönder), ‘sample’ (düşünce), ‘yish’ (orman), ‘külüg’ (ünlü), ‘süngü’ (dövüş) ve ‘bediz’ (süs, resim) gibi anahtar kelimeler Göktürkçede olduğu gibi Uygur Türkçesinde de bulunmaktadır (Ercilasun, 2008:279).
Göktürkçede de kullanılan yapım eklerinden türetilen ve bugün Türkiye Türkçesinde kullanılan pek çok kelime Uygur döneminde Türk dilinin söz varlığına eklenmiştir. “Körümçi” (falcı), “körç” (görmek), “kürücçiler” (bakmak), “körmez” (kör) gibi kelimeler, günümüzde “görmek” biçiminde kullanılan “körm-” fiilinden türemiştir. -“; Kör- fiilinin “körüm körmek” gibi terimlerle kullanılması bile bu dönemde Türk dilinin söz varlığının ne kadar gelişmiş olduğunu göstermektedir (Aksan, 2004:98).
Türk-Uygur dilinin söz varlığında dini kavramları karşılamak için Sanskritçe, Soğdca ve Çince alıntılar da bulunmaktadır. “Sodor” (şi, hoca, Ustad gibi Skr. kelimeler), “ajun” (Sog. ajun; varoluş biçimi, yaşam) ve “nom” (Sog. nom; bulaşma, duygu) Uygur söz varlığına giren alıntılara örnektir. dinleri gereği. Bu Türkçe-Uygurca alıntılara ek olarak, özellikle inanç alemine ait terimler olmak üzere sosyal ve kültürel yaşam kavramlarını karşılamak için birçok Türkçe kelime türetilmiştir.
“Kirtgünç” (inanç), “agilik” (hazine), “nom bitig” (hukuk kitabı), “emgek kirtü” (acıların hakikati), “törü” (hayal gücü) ve “amranmak uguş” örneklerinde görüldüğü gibi Uygurlar karşılaştıkları yeni kavramları karşılamak için bazen Türk kök ve gövdelerinden yeni kelimeler türetmişler, bazen de kelimelerin mecazi anlamlarını kullanarak birleşik kelimeler oluşturmuşlardır.
Yavuz Tanır
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın