Türkçe, dünya dilleri arasında matematiksel düzenlilikle oluşturulmuş, düzenli ve sık ekleriyle türetilmeye çok uygun bir dildir. Bu nedenle Türk dilinin bu özelliği dış dünya, varlık, davranış ve tutumların somut ve soyut kavramlarını ifade ederken güçlü bir söz varlığının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Max Müller, Türkçenin gücünü ve etimolojik eğilimini şöyle anlatır: “Türkçe gramer kitabı okumak, bu dili öğrenmeye niyeti olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Farklı gramer yapılarını belirtebilme, isimdeki düzenlilik. -fiil çekim sistemi, dilin tüm yapısındaki şeffaflık ve kolay anlama yeteneği, dil aracılığıyla tecelli eden insan zekasının aşkın gücünü anlayabilenler için etkileyicidir… Türk dilinde her şey şeffaftır ve kristal bir arı kovanının yapısına şahitlik edercesine dilin iç ve dış yapısı netleşir… Türkçe o kadar zariftir ki, uzun bir çalışma ve seçkin bir heyetin oylaması sonucu denilebilir. bilim adamlarının” (Delasare, 1964:39). onun sözleriyle.
Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için fiil ve isim köklerine ekler getirilerek kelime türetilmesi çok kolay ve anlaşılır bir şekilde yapılır. Örneğin “göz” kökünden yetmiş beş, “sur-” kökünden yüze yakın kelimenin yanı sıra “” gibi yüzlerce kavramın türetilmesiyle kavram ve kelime grubunun oluştuğu görülmektedir. bilgisayar, delikanlı, dere, ayçiçeği, ciğer” Çoğul özelliği esas alınarak enterpolasyon yapılır. Bu da Türk dilinin kavramlar açısından zengin bir dünyaya sahip olmasını sağlamıştır.
Yavuz Tanır
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın