Muhammed Ezzat erken yaşta olgunlaştı ve verimli yılında erken yaşta öldü. Biz bir filozofuz. Felsefi idealizmin Batı’da birçok kaynağı vardır. West iyi çalıştı ve milliyet teorilerini eleştiren ve milliyet anlayışına felsefi ve sosyal bir açıklama sağlayan bir kitap yazdı. Mehmet Ezzat, konuyla ilgili görüşlerini açıklarken, Zia Kokalp’in bazı görüşlerini eleştirmekten çekinmiyor.
Muhammed Ezzat, medeniyet ve kültür arasında yakın bir ilişki kurar ve Kokalp’ten farklı düşünür. Ona göre medeniyet, “insanı hayvanlardan ayıran (ahlaki ve yasal) ihtiyaçların ve bunların tatminiyle ilgili prosedürlerin toplanması” olarak adlandırılır. Ulustaki gözleme, “tüm insanların katıldığı manevi yaşamdır.” Kültür ve medeniyet ayrımının yansıması, ulusal ve uluslararası bir karşıtlık yaratır. Muhammed Ezzat, milliyet arasındaki bu uluslararası çelişkinin, birey ve toplum arasındaki bir karşıtlık olduğuna inanır.
Mohamed Ezzat, öncelikle ideal milliyeti, kökenini, unsurlarını ve değerini arayacağını söylüyor. Milliyet kelimesini millete ait olma ve millete ait olma anlamında alan Muhammed Ezzat (s. 11), milleti oluşturan toprak, dil, ekonomi, ırk gibi unsurları bireyselliği ve evrenselliği tanımlayabilecek araçlar olarak görmektedir (s. 11). uluslararası olmak) ve tabiiyet (s. 149). Gerçekliği (realizm) ideal ile bağdaştıramazlar. Bunlarla nasıl tutsak olabiliyorsak, onlarla da geçimimizi sağlayabiliriz. Muhammed Ezzat buradan şu sonucu çıkarıyor; “Toprak bir dildir ve ırk bir araçtır.”
Bu tür unsurlar, “manevi özellikler ve tarihsel gelenekler” ulusal ideali oluşturamaz. Mohamed Ezzat, Ulusal Ego’nun bir parçasını temsil ederken, ulusun tüm bu (özellikle maddi) unsurların birleşiminden ortaya çıkamayacağını savunur (s. 15). Çünkü bela, hayatın, ruhun ve toplumun hadiselerinin sadece bir bütünün parçalarının toplamı değildir.
Muhammed Ezzat, milliyet idealinin kalpte doğduğunu söyler ve bu konuda Gökalp ile aynı fikirdedir. Buyurdu ki: Cinsellik duygusu dinî bir bağdır, imandır. Ancak her din ulusal bir inanç değildir. Mohamed Ezzat, İsmail Gasperali’nin “din, milliyet fikrinin en güçlü temelidir” fikrine de karşı çıkıyor. “Millet duygusu ancak dini duygunun zayıflığıyla güçlendirilebilir” diyor. Din ve milliyet birbiriyle uzlaşabilir veya çatışabilir. Bu nedenle dinlerine ve milliyetlerine göre birbirlerini tahakküm araçları olarak kullandılar. Millî hareketin temelinde manevi misaller görür ve bunlardan milliyetin gayesini çıkarır. Amacı, “doğadaki ideali göstermek, doğaya dayalı insan özgürlüğünü sağlamaktır.” Toprağı, ırkı, dili ve kişiliği “önemli sosyal bağlar veya semboller” olarak gören Muhammed Ezzat, “milli hayat” hakkında şunları söyler: “Milli hayat, sadece ellerin namazda bir araya gelmesinden ibaret değildir, bilakis önemli bir sosyal bağdır. veya semboller.” Kaba aletleri idare etmek, çalışmak, toprağı sürmek ve geleceğin tohumlarını ekmek onun için çok önemli.”
Mohamed Ezzat, gerçek ulusal yaşamın “uluslararası olduğunu ve uluslararası sahnede geliştiğini” iddia ederken, ulusal ve küresel konumlar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmaya çalışır. İnsanın normal hayatını inkar eden veya yok eden eğilim ve inançların milli ve kozmopolit olamayacağını, bilakis gayri milli olacağını söyler (s. 161). Çünkü o, insanlığı, ulusal olmak isteyen insanlık ile karşıtını (enternasyonalizm) sentezleme çabası olarak görmektedir. Bunu özgürlük arayışına bağlar. İnsan özgürlüğünü elde etmek için, kişi doğaya değer vermeli ve onu doğa yasalarına itaat ederek elde etmelidir.
Muhammed Ezzat, milliyet konusunda şu sonuca varmıştır: “Melit mükemmeldir ve hadise değildir, yapılır ve verilmez, iradenin bir ürünüdür.” Dolayısıyla milliyetçilik, siyasi arenada demokrasi ile ittifak halindedir. Mohamed Ezzat, bir millet için toprak, dil, etnisite, ekonomi gibi unsurları yeterli görmezken, milli hayatı tamamen manevi ve manevi bir birlik olarak görmektedir. Milliyetin varlığını dinî bir inanç olarak görerek, onun güçlenmesini dinî hayatın zayıflamasına bağlamaktadır. Millî hayatın evrensel (küresel) hayat olduğuna inanan Muhammed Ezzat, toplum felsefesi açısından hümanist milliyetçiliğin kapılarını aralamaktadır. Milliyetçiliği konudan konuya, bilinçten vatana ve vatana ilerler.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın