Kübizm, geometrik şeklin küpü anlamına gelen Fransızca cubisme kelimesinden gelir. 1908’de Paris’te Georges Braque’nin resimlerinden oluşan bir sergi düzenlendi. Kübik Figürlerden Oluşan Ev tablosunu bu sergide gören Henri Matisse, tabloyu Kübizm olarak tanımlamıştır. Böylece kübizm sözcüğü sanatsal hareketin adı oldu. Bu kelimeyi tasarlayan kişi Louis Vauxcelles’di.
Kübizm 1908’de doğdu. Hareket, İzlenimciliğe bir tepki olarak doğdu. İlk olarak bir resim akımı olarak ortaya çıksa da 1913’te edebiyatta kullanılmaya başlandı. Kübizm’in etkisi 1930’lara kadar sürdü.
Guillaume Apollinaire, Andre Salmon, Max Jacob ve Blaise Cendrars gibi bazı şairler kübist akımı benimsemişler ve bu akıma göre şiirler yazmışlardır.
Kübizm akıl ve mantık perspektifini reddeder. Akış için önemli olan hayal gücüdür. Kübist yazarlar olayları gerçekleri katmadan yazarlar. Bu akımın şairlerine göre şiirde gerçeklik ve olaylar geleneksel tarzda ele alınmamalıdır. Şairler olayları akıl yoluyla anlamaktan uzaklaşmak isterler. Böylece şiirlerinde söylenmeyenleri ortaya çıkarmak istemişlerdir.
Şairler söylenmemişleri anlatmak için hayal güçlerini kullanırlar. Bu gücünü kullanırken imgeleri, alışılmadık çağrışımları ve en çarpıcı kavramları bir arada kullanır.
Kübist şair dış dünyayı iyi tahlil etmelidir. Dış dünyanın en küçük detayları bile yakalanmalı. Herhangi bir koku, doğanın tüm sesleri, çantayı hareket ettiren el gibi en basit ayrıntılar bile şair tarafından yakalanmalıdır. Şair, dış dünyanın bu tür ayrıntılarını hayal gücüyle karıştırarak kullanmalıdır.
Resim ve edebiyat sanat gibi iç içedir. Bu nedenle Kübist akım literatürde uygulanırken vizyona önem verilir. Görülen çağrışımlar şiir aracılığıyla okuyucuya aktarılmaya çalışılır. Kübist şairlerin şiir kitaplarında portrelere sıklıkla yer verilir.
Kübist şairler nesneleri bir bütün olarak anlamak isterler. İnsan, eşya, tabiat, duygu ve olayın iç ve dış görünüşü birlikte ele alınmalıdır.
Kübistler dili kullanırken doğal olmayan hale gelirler. Kelimelerin sırası ve anlamları onlar için kökten değiştirilmelidir. Sözcükler, sözlük anlamından en uzak anlamda kullanılır. Bu şekilde şiirde resim yapmak için 3D kullanmak istiyorlar.
Kübist şairler şiir biçiminde yenilik yaparlar. Şiirleri mısra sırasına göre yazmazlar ve şiirde noktalama işaretleri kullanmazlar. Onlara göre şiirin noktalama işaretlerine ihtiyacı yoktur.
kaynak:
Batı Edebiyatında Edebî Akımlar – Prof. Dr. Dr. İsmail Sitşili
yazar: Demir Hisar’ın hikayesi
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın