1950’den itibaren Hisar dergisi 1950-1957 ve 1964-1980 yılları arasında aralıklı olarak yayımlanmıştır. Derginin kurucuları ve yöneticilerinden Mehmet Canarlı (1925-1999), Gültekin Samanoğlu (d. 1917), İlhan Geser (d. 1917) ve Nevzat Yalçın (d. 1916) dergide bazı kavramları şu şekilde savunmuştur: ülke edebiyatının devamı; Yolsuzluğa karşı mücadeleci duruşlarıyla dikkat çekiyorlar. Dergi birçok yazarı çevresinde toplamıştır. Bu yazar ve şairlerin çoğu ortak görüşlere sahip olsa da bazıları onlardan farklıdır.
Sadece Batı’yı taklit etmeye muhalefet. Bu yazarlar, sanatın olmazsa olmazı olan değişimi reddetmezken, bu değişimin geleneğin reddi anlamına gelmesini istemeyen yazarlar, belirli bir siyasi veya ideolojik bakış açısının propagandası ve aracı olan sanatı reddederler. kullanılmasını savunur. Gündelik dilden dilin aşırılıklarına karşı ortak bir bakış açısı etrafında birleşerek “Öztürk”ü benimsemişlerdir. mevcut izleyici Öztürk hareketinin dilin anlatım gücünü azalttığını savundular. Bu dergide yazan şairlerin hepsi gelenekle bağlarının sürdürülmesinden yanadır. Ayrıca ölçek ve biçim açısından gelenekten yararlanırlar. Dergi, sayfalarını eski şairlere ve yeni şairlere açtı.
Hisar şairlerinden Mons Fayik Ozansoy, Selahattin Batu, Mehmet Çınarlı, Mustafa Necati Karır, İlhan Ceğir, Gültekin Samanoğlu, Nevzat Yalçın, Bekir Sıtki Erdoğan, Feyzi Halıcı, Yavuz Bülent başta olmak üzere. Mustafa Necati Karair’in popüler edebiyat kaynaklarını başarılı bir şekilde kullanması ve yeni araştırması dikkat çekicidir. Ülke meselelerindeki tavizsiz duruşu ve gür sesiyle kahramanlık havasını koruyan Yavuz Bülent Bakıriler (1936 doğumlu), Türkiye dışındaki Türkleri de içine alan geniş bir dünyayı kucaklamak istiyor.
Pay sahiplerinin genel özellikleri:
– İlk sayısı 1950 yılında çıkan Hisar dergisi, iki ayrı dönem halinde yayın hayatına devam etti. 1950-1957 yılları arasında yetmiş beş sayı; 1964 ile 1980 yılları arasında iki yüz iki sayı yayınlandı.
– Garibiler ve İkinci Yankees ile etkileşime girdiler ve milliyetçi duyguları ve ahlaki değerleri vurgulayan edebiyattan yanaydılar.
Vezin ve kafiye gibi klasik edebi unsurları kullanarak aşk, doğa ve vatanseverlik gibi konuları işlediler.
Sanatçının herhangi bir ideolojinin sözcüsü olmaması ve bağımsız olması gerektiğini savundular.
Saç güzelliğinin korunması şartıyla. Şiiri nesre yaklaştırarak nükteler, dörtlükler ve serbest nazım kullanmayı uygun buldular.
Hisar şairlerinden Nuzette Erman (1926-1996), konusunu Anadolu’dan alan sert dilli şiirleriyle dikkat çeker. Anadolu’da yönetici olarak çalışan Nezha Erman, tedavi edilmeyi ve hizmet edilmeyi bekleyen memleketine sevgiyle yaklaşır ama gördüklerine karşı duyduğu şiddetli isyan bu şiirlerinde de hissedilir. Anadolu’daki acıları, çileleri net bir şekilde anlatmış. Talat Hallman Amerika’da İngilizce şiirleriyle Türkiye’yi yurt dışında tanıttığı gibi, Kıbrıslı Nevzat Yalçın (d. 1926) da Almanya’da yaşıyor. Nevzat Yalçın, özgürlüğü hisseden şairlerden biridir. Doğduğu adada yaşayan yakınlarının acılarını etkili bir şekilde dile getirdi.
Diğer şairler ise genellikle hayata odaklanarak anılarını dile getirmeleri, geleneğe bağlılıkları, biraz karamsar tavırları -bu karamsarlıkları yaşlandıkça artar- ve milli değerlere bağlılıkları diğer özellikleridir.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın