Kitap okumak, dünyada modası asla geçmeyen bilgi edinmenin, kişilik ve kültür geliştirmenin en güzel yollarından biridir. Toplumu ayakta tutan aydınların, dünyada iz bırakan büyük liderlerin, kurumsal beyin takımında yer alanların ya da isimleri tarihe altın harflerle yazılan bilim adamlarının kitap okuyan ortak yönlerini bilirsiniz. Tıpkı bunlar gibi, kitap okuma alışkanlığının da öğrencinin okuldaki akademik başarısını dört katına çıkardığını duydunuz mu?
Genel olarak toplumda kitap okumanın sadece dil ve edebiyat dersleri için gerekli olduğu görüşü yaygındır. Ancak gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yapılan birçok çalışmada genel olarak kitap okuyan öğrencilerin akademik başarılarının arttığı ortaya konmuştur. “Matematik veya fizik derslerinin okuma alışkanlıklarıyla nasıl doğrudan bir ilişkisi olabilir?” Aklınıza bir soru gelebilir. Öğrencilerin anlama ve düşünme becerileri doğrudan değil dolaylı olarak geliştiği için tüm derslerdeki başarıları buna bağlı olarak artmaktadır.
Farklı okul ve kültür çevrelerinden 1000’e yakın öğrenci üzerinde yapılan bir çalışmada, öğrencilerin okuldaki başarıları ile okuma alışkanlıkları arasında bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Araştırma, akademik başarısı yüksek olan öğrencilerin %60’ının düzenli olarak kitap okuduğunu ortaya koydu. Çarpıcı bir sonuç ise okul başarısı düşük olan öğrencilerin %80’inin kitap okuma alışkanlığının olmamasıydı. Benzer bir çalışma, düşük başarılı öğrencilerin okumaya alıştıktan sonra okul başarılarının yaklaşık dört kat arttığını ortaya koydu. Şaşırtıcı ama gerçek!
“Kitap Okumanın Faydaları” başlıklı yazımızda bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarından bahsetmiştik. Orada da bahsedildiği gibi düzenli olarak kitap okuyan kişilerde -dünya literatüründe ayda en az iki kitap okuyan kişiler okur olarak kabul edilir- zihinsel becerilerinde belirgin bir artış olur. Öncelikle kelime dağarcığımızı zenginleştirmenin en iyi yolu olan kitap okumakla çocukların hayal gücü, problem çözme, düşünme, anlama, iletişim kurma vb. Yetenekleri inanılmaz bir şekilde artıyor. Bu gelişme öğrencinin birçok alanda akademik niteliklerini artırarak dil ve edebiyat dışındaki derslerde de başarılı olmasını sağlar.
Düzenli okuma alışkanlığı olan öğrencilerin sözlü ve yazılı dil becerileri geliştikçe bu öğrenciler daha rahat iletişim kurabilmektedir. Sosyal yönleri gelişmiş öğrenciler daha dışa dönük ve sosyaldir, bu nedenle çevrelerine enerji verirler, ekip çalışmasına öncülük ederler ve her zaman zirvede olmayı severler. El kaldırmaktan korkmayan, eleştirel düşünen, sunulan bilgileri sorgulayan ve soru sorma alışkanlığı olan öğrenciler genellikle iyi öğrencilerdir.
Bazı dilbilimciler matematik ve dil arasında çok yakın bir ilişki olduğuna inanırlar. Dildeki işaretlerin matematiksel kalıplar olduğunu belirtirler ve aslında dilsel zekanın ve sayısal zekanın paralel evriminden söz ederler. Beynin sol yarım küresi, bir matematik problemini çözerken veya bir bulmacayı çözerken aktif olarak devreye girer. Başka bir deyişle, insan dili zekası ve matematiksel zeka, beynin aynı bölgesi tarafından yönetilir. Bu nedenle dil becerileri gelişen bir öğrencinin matematik problemlerini daha iyi algılayabildiği, daha iyi muhakeme edebildiği ve bir sürecin adımlarını daha iyi anlayabildiği bilinmektedir.
Günümüz sınav sisteminde sözel muhakeme büyük önem taşımaktadır. Sözel muhakeme becerilerini geliştirmenin en iyi yollarından biri kitap okumaktır. Kitap okuyarak mantıksal düşünme, olaylar arasında bağlantı kurma ve görsel zekamızı etkin kullanma gibi çeşitli beceriler kazanırız. Bu beceriler sözel muhakeme sorularını bir bütün olarak görmemize ve mantıksal ilişkiler kurarak çözümler üretmemize yardımcı olur. Bu beceri, öğrencilerin muhakemelerini kullanarak farklı bakış açıları geliştirme ve bilgiyi kullanarak yorum yapma gibi becerilerde de önemlidir.
geometri, fizik gibi derslerde parçayı, bütünü ve çeşitli ilişkileri görmemizi sağlayan görsel zeka; Kitap okuyarak geliştirilebilir. Göz kaslarımızı ve görsel zekamızı geliştirdiğimizde, farklı seviyelerde baktığımız şekilleri, sembolleri, tabloları veya grafikleri daha iyi anlayabilir, ayırabilir veya bunlar hakkında düşünebiliriz. Okuyucunun problem çözme yeteneği, okuduğumuz kahramanın maceralı hayatında karşılaştığı problemlerin çözümü için ilginç ve yenilikçi çözümler ürettiğini gördüğünde gelişir. Okuma alışkanlığımız sayesinde öğrendiğimiz yeni kelimeler sosyal bilgiler, tarih veya felsefe gibi bir derste karşımıza çıkabilir. Bu kelimeleri bilen bir öğrenci derse ve konuya bambaşka bir şekilde yaklaşacaktır.
Kitap okuyan öğrenciler belki de en önemlisi okudukları kitaplardan derslerde gördükleri bazı konular hakkında ön bilgi sahibi oldukları için genel bilgi sahibi olurlar ve konuyu diğer öğrencilere göre daha hızlı ve daha iyi öğrenme fırsatı bulurlar. Yeni neslin sorularında tarihte bilimsel araştırmalar, ilginç çalışmaları olan kişiler, iz bırakmış şahsiyetler veya edebi eserlerden bahsedilir. Bu sorularda belirtilen bilgileri bilen bir öğrencinin bu soruyu anlama ve çözme olasılığı daha yüksektir.
Verilen bilgiler ışığında kitap okumanın sadece Türk dili ve edebiyatı derslerine yardımcı olmadığı, genel olarak okul başarısını artırmada da etkin rol oynadığı gösterilmektedir. Matematikten felsefeye, tarihten müziğe kadar kitaplar kesinlikle her dersin önemli bir yönünü etkiler. Bu nedenle kitapların dünyasına girerek bir gün daha kaybetmeyin ve kendinizi bu güçten mahrum etmeyin.
YerelHaberler
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın