Türkçede birleşik fiil olarak kullanılan impos, Fransızca “imposé” kelimesinden gelmektedir. Farz kelimesinin Türkçe karşılığını Türk Dil Kurumu önermektedir. Bu kelime Türkçede isim karşılığı olduğu için dilimizde fiili ifade edebilmek için “to” yardımcı fiiline ihtiyaç duyar. “İmpose” birleşik fiili bu şekilde ortaya çıkmış ve “bir kimseye kabul ettirmek, zorlamaya teşebbüs etmek, bir fikri veya inancı iradesi ve rızası dışında empoze etmek” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi dayatma olumsuz eylem anlamına gelir ve yirmi birinci yüzyılın ciddi sorunlarından biridir.
Zorunluluk kavramı Fransızca kökenli olduğunda aslında sadece bir fikir değil, kişinin istemediği herhangi bir şeyin kendisine empoze edilmesi veya bir şeyi yapmaya veya kabul etmeye zorlanması anlamına gelmektedir. Örneğin bu kavram, inanmadığı değerleri savunmaya zorlanmak, istemediği yemekleri yemeye zorlanmak, sevmediği müzikleri zorla dinlemek zorunda kalmak, bağış yapmaya zorlanmak, rızası olmadan bir topluluğa üye olmak ve farkında olmadan bir başkasıyla kıyaslanmak. Bu örneklerdeki ortak nokta, kişinin bilgisi ve iradesi dışında bir şeye zorlanılması ve kabul ettirilmeye çalışılmasıdır.
Dilimizde genellikle “fikir empoze etmek” olarak kullanılan bu deyimsel fiil, 21. yüzyıl emperyalist düşüncesinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Çünkü bazı güçlü ve ekonomik olarak gelişmiş ülkeler kendi çıkarları için zayıflara yol göstermek ve onları ayakta tutmak için farklı fikirleri empoze etmektedirler. Örneğin İngilizler, güçlü ve köklü bir dile sahip olmamalarına rağmen, teknoloji ve bilimde söz sahibi oldukları ve ekonomik olarak güçlü ülkeler geliştirdiler. Bu düşünceyi dünyaya hakim kılarak, tüm dünyanın İngilizceyi öğrenmesini ve kendi dilinden bile üstün görmesini sağlamaya çalışıyorlar. Bu, beynimize empoze edilen bir yanılgıdır.
Özellikle az gelişmiş ülkelerin yaşam tarzına ve örf ve adetlerine müdahale etmek, onlara inanç empoze etmeye çalışmak, kültürel değerlerinden vazgeçerek onları başkalarını taklit etmeye zorlamak günümüzde en yaygın dayatma örnekleridir. Bugün ülkemizde yabancı müzik dinleyen, İngilizce baskılı giysiler giyen, moda adı altında Türk kültürüne aykırı giysiler giyen, milli ve manevi değerlerimizden gün geçtikçe uzaklaşan gençler; Emperyalist ülkelerin herkesi kendilerine benzetmek için kendi fikirlerini bize dayatmalarının bir sonucudur. Kendi kimliğini tanımayan, tarihinden utanan, kültürünü reddeden insanların çoğalması da bu çabanın ürünüdür.
Dayatma kavramı sadece ülke düzeyinde bir fikri dayatma olarak görülmemelidir. Bazen bireyin çevresindeki insanların düşüncelerini kontrol etme ve onları kendisi gibi düşünmeye zorlama çabası da dayatma kavramına dahildir. Aslında günlük hayatımızda farkında olmadan bazı şeyleri çevremize empoze etmeye çalışıyor olabiliriz. Çocuklarımıza belli değerleri aşılarken değerleri empoze eden bir ebeveyn ya da çalışanlarının siyasi eğilimlerini manipüle etmeye çalışan bir işveren de bir şeyler empoze ediyor.
Tefsirlerden anlaşıldığına göre farz kavramı; Bir kişiye, topluluğa veya millete, iradesi ve iradesi dışında bir fikrin empoze edilmesini kapsar. Bu hipotez olumlu cümlelerde kullanılmaz çünkü eşdeğer kelimesinden de anlaşılacağı gibi olumsuz bir fiili kapsar. Ayrıca bu birleşik fiili oluşturan kelimeler anlamlarından sapmadıkları için empoze etmek bir terim değildir.
YerelHaberler
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın