"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kişileştirme Nedir?, Kişileştirme Örnekleri, Sanat, Cümleler | YerelHaberler

Türk dilindeki belagat türlerinden biri olan kişileştirmeye sorularda sıkça rastlanmakta ve teşbih gibi diğer harflerle karıştırılmaktadır. Doğadaki diğer canlılara insani özelliklerin aktarılması şeklinde gerçekleşen bu sanatla ilgili tipik cümleleri ve dikkat edilmesi gereken püf noktalarını bu yazımızda ele alacağız.

Kişileştirmeyi “insan özelliklerini insan olmayan varlıklara veya cansız nesnelere aktaran mecazi bir anlatım biçimi” olarak tanımlayabiliriz. Türk Dil Kurumu, “Cansız Nesnelerin veya Hayvanların İnsan Gibi Görünmesi, Animasyon ve Kimlik Tespiti.” Açıklama yapmak. Temel olarak, diğer varlıklara insani özellikler atfetmesi dikkate alınabilir.

Kişileştirme sanatı, adından da anlaşılacağı gibi, bir “insanlaştırma” çabasını içerir. Yani burada insan olmayan bir varlık ve o varlığa atfedilen bir insan özelliği istenmektedir. Ama insanlar kişileştirilemez mi? Tabii ki hayır, özelleştirilemez. Çünkü insan gerçekten insandır. Bununla birlikte, insan olmayanlar reenkarne olabilir ve insanlara benzetilebilir.

Örnek: “Sokaktaki aç kediler yalnızlığın şarkısını söylüyordu.” Kediler cümlede kişileştirilmiştir. Yani sadece insanların yapabileceği bir “şarkı söyleme” işi yapıyormuş gibi görünen kediler insan yapılır.

Uyarı: Antropomorfizm, teşbih sanatının bir alt dalıdır. Unutulmaması gereken husus, kişileştirmenin ancak insan olmayan varlıklara insani özellikler verilerek yapılabileceğidir.

Örnek: “Ahmed şiiri aslan gibi kükreyerek okudu.” Cümlesinde Ahmed’in şiirdeki tiz sesi bir aslanın kükremesine benzer. Yani “benzetme” sanatı burada yapılmıştır.

Gün batımında ağaçlar hüzünle sallandı. Cümlede sadece insanlarda görülebilen hüzün duygusu insan olmayan ağaçlara yüklenmiştir. İşte “somutlaştırma” sanatı.

Örnek cümleler: – Gelmelerine sevinen bulutlar ağlamaya başladı.
Güneş uyurken şiir yazabilir.
Bir serçe küçük kıza bir peri masalı anlatıyordu.
– Rüzgar bana annemin kokusunu getir!
Yağmur, uyuyan güllere sessizce yaklaştı.
– Köpekler sır saklıyormuş gibi bana bakıyorlardı.
– Bahar, rengarenk şarkılar fısıldıyor kulaklarımıza.
-Bahçedeki papatyalar bize kızıyor.
– Çocukluğum soğuk bahçede oynuyor.
Rüzgar uyuyor ve ay gülüyor. her yer ıssız
Barış yeşil pirince dayanır.
– “Akdeniz’in cilveli dalgaları / Akdeniz, denizlerin güzelliğidir.”
– “Ay suda beste yaparken, o en güzel türkülerini yazdı, / Ben küreklerimi suyun en derin şiirine yazdım.”
– “Ey suyun sesinden anlayan asmalar / Çoban pınarı dağa ne der?”
– “Kir, bütün kusurlarımı gizler / merhemi çalar ve yaralarımı dindirir.”
– “İçti sanki geceyi bir yudumda / Gökyüzünün masmavi gözlü bulutlarını.”
– “Gül hasretle çalmak için kulağını tutsun.
– “Baharın karanlığında ıssız, / Gökyüzünde diz çökmüş iki parıldayan yıldız.”
– “Yanaklarından öpmeden önce / Teller, tüller, duvak öpsün.”

Not: Kişileştirme, kullanıldığı şiirin anlatım gücünü artırması, duygu ve düşünceleri daha iyi aktarması açısından önemli bir sanattır. Birçok şiirde kullanılmasının nedeni budur.

Örnek sorular

“Aladağlar, bir sonbahar fırtınasında ördüğü şalını boynuna dolamış. Hasat edilmiş elma ve kiraz bahçeleri kışı bekliyor.”
1. Bu metinde aşağıdaki harflerden hangisi bulunmaktadır?
a) konuşma b) abartma c) benzetme d) somutlaştırma

Cevap: Aladağlar boynuna şal sarıp kışı bekleyemez. Bu davranışlar insani özelliklerdir. Bu cümlede “somutlaştırma” sanatının bulunmasının nedeni budur. Cevap “d” seçeneğidir.

Dünya tüm kusurlarımı gizler.
Merhem çalar ve yaralarımı iyileştirir.
Açık yollarım beni bekliyor.
Sadık yanım kara toprak.
Favoriyi takip et
2. Bu satırlardaki söylemde aşağıdakilerden hangisi yer alır?
a) somutlaştırma b) abartma c) konuşma d) analoji

Yanıt: Bu pasajın hemen hemen her satırında Dünya kişileştirilmiştir. Toprak merhem çalamaz, yolları gözetleyemez, kusurları gizleyemez. İnsan özellikleri zeminde üst üste bindirildiği için bu pasajda antropomorfizm sanatı mevcuttur.

(1) Ateşin etrafında kahvaltı yaptık, mallar katırlara yüklendi ve yola koyulduk. (2) Dev bir nehir yatağını andıran Büyükçay Vadisi, kıvrımlar çizerek hafif bir eğimle yükseliyordu. (3) Güneş doğduğunda tepeler yeşil ve gökyüzü mavidir. Her köşede bir kartpostal manzarası vardı. (4) Yolumuza küçük bir yol.
Golf sahasını andıran ağaçsız tepelerden oluşan dereye, güneşe bakan ürkek yüzlerle rengarenk çiçekler eşlik ediyordu.

3. Bu kişinin konuşmasındaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde “somutlaşma” vardır?
a) 1 _____ b) 2 _____ c) 3 _____ d) 4

Cevap: Son cümlede “çekingen” bir yüze sahip rengarenk çiçeklerden bahsedilmektedir. Utanç bir insan özelliğidir, bu yüzden bu cümle kişileştirilmiştir. Cevap “d” seçeneğidir.

“Yarın sabah erken kalk,
yıldızıma söyledim
ışıklar saçılacak sana,
Işıkta uyanacaksın.”
4. Yukarıdaki satırlarda aşağıdaki retorik ifadelerden hangisi bulunur?
a) benzetme b) somutlaştırma c) konuşma d) abartma

Cevap: Yıldızlar insanın üzerinde parlayamaz. Bu sebeple yıldızlar insani özelliklerle doldurularak “bedenleştirme” sanatı yapılmıştır. Cevap B seçeneğidir.

Daha fazla örnek ve açıklama için Kişiselleştirme/Tanılama Sanatı sayfasına bakın.

YerelHaberler

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir