"Enter"a basıp içeriğe geçin

İHD Eşbaşkanı Eren Keskin: Türkiye’deki sorunların kaynağı resmi ideoloji

Samra Gözel'in milletvekili statüsünün iptali: komisyon toplandı
Samra Gözel’in milletvekili statüsünün iptali: komisyon toplandı

“Demokrasi ve Barış” komitesine katılan İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, resmi ideolojinin Türkiye’deki en büyük sorun kaynağı olduğunu belirterek, “Görünen devlet ile gerçek devlet her zaman farklı olmuştur.”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şubesi, Sendikalar Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Adıyaman Platformu binasında “Her şeyden önce barış lazım” konulu seminer düzenledi. Avukat Dylan Güler’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturuma İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve Bir Sultan Abdul Kültür Derneği (PSKD) Hukuk Sekreteri Kafer Kolman katıldı.

Katılımın yoğun olduğu oturumda konuşan Moderatör Dylan Goller, barışın önemine vurgu yaptı.

Görünen hal ile gerçek hal farklıdır.

İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, bu coğrafyanın soykırım coğrafyası olduğunu belirtti. 1915’te Ermeni ve Rumlara soykırım yapıldığını hatırlatan Keskin, cumhuriyeti birlik ve beraberlik geleneğinden gelenlerin, Ermeni ve Rumlara soykırım yapanlar tarafından kurulduğunu söyledi. Cumhuriyetin Türk ve Sünni Müslümanlardan oluşan bir demografi oluşturmaya çalıştığına işaret eden Keskin, “Diğer kimlikleri yok etmek için hep katliam saldırıları gerçekleştirdiler. Bu tek taraflı ve üniter askeri yapıyı tartışmamız gerekiyor. Ne yazık ki çok az insan var. Bu coğrafyada bunu tartışın.” Hakları yok sayılan, baskıya uğrayan, köyleri yakılan yüzde 15’ler biziz. Barış isteyenler de biziz. Bugün sadece AKP tartışmaları eksik ve yanlış. Çünkü sorunların en büyük kaynağı resmi ideolojidir.Görünen devlet ve gerçek devlet hep olmuştur.Siyasi partiler oldu, hükümetler kuruldu ama kararı hep derin devlet verdi.”

Nesnel Temas Korkusu

Hak ihlallerine de değinen Keskin, insan hakları ve barıştan bahsederken 90’lı yıllardan bahsetmelerinin sebebinin Kürt hareketine karşı bir mücadele olması olduğunu söyledi. 1990’ların derin devletinin bugün de geçerli olduğuna işaret eden Keskin, “Bugüne baktığımızda devlet-akıl hala geçerli. AKP, derin devletle barışmış ve derin devletin temsilcisi olan derin devletin temsilcisidir. 1990’lar AKP – MHP oldu “1990’larda bütün hak ihlallerini işleyen devletin aklı şimdi bizi öldürüyor. İfade özgürlüğünün bu kadar ağır ihlal edildiği bir operasyon hatırlamıyorum. bizi korkutarak itaat etmeye zorlamak için.”

Keskin, Türkiye’deki kadın hakları ihlallerine dikkat çekerek, “2005 yılına kadar anayasada tecavüzün tanımı çok kısıtlıydı ve cinsel tacizin tanımı yoktu. Daha sonra başlatılan mücadeleyle bu yasalar çıktı. İstanbul Sözleşmesi bölgemizde kadınların mücadelesini kazanmıştır.Bu sözleşmenin feshedilmesindeki en önemli sebep içindeki bir maddedir.Kadına şiddeti haklı çıkaracak hiçbir ahlak örf ve adet gelenek yoktur denilmiştir.Hükümet bu sözleşmeyi iptal etmiştir çünkü çünkü Bu coğrafyada en önemli mücadelenin Kürt hareketi, kadın mücadelesi olduğunu sözlerine ekledi.

İstanbul Taksim’deki saldırının ardından avukat Cian Tosun ile birlikte hedef alındığına değinen Keskin, “Hala tehditler alıyoruz. O kadar örgütlü bir kötülük var ki. Contra olayı bu. Yarın ne olacağı belli değil. Türkiye Cumhuriyeti Avrupa’da ve uluslararası birçok anlaşmaya imza attı ama yaptığı her hareketle bu anlaşmayı ihlal ediyor.Bütün sözleşmelerin bir kontrol mekanizması var ama Türkiye’yi kontrol etmiyorlar.Türkiye’nin bu suçuna ortaklar.

Yangının örgütten başka çaresi yok” dedi.

Keskin’in ardından söz alan PSAKD Hukuk Sekreteri Kafer Kuleman, Alevilerin cumhuriyetin kurulmasından umutlu olduklarını ancak bundan sonraki süreçte hayal kırıklığına uğradıklarını söyledi. Cumhuriyet’in Selçuklu ve Osmanlı’dan aldığı inkar ve imha geleneğiyle Alevileri yok saydığını anlatan Coloman, “Çünkü Türk-Sünni kimliği oluşturulmak isteniyordu. Alevilerin kimlikleri ve inançları yok sayıldı. Aleviler yok sayıldı.” sadece eşit vatandaşlık istiyor.Anayasa’da eşitlikten bahsediliyor ama bu yasaların hiçbiri Alevileri tanımıyor.Baskı ve engellemeler nedeniyle Aleviler inançlarını yaşamıyorlar.Dersim ve Maraş’ta katliamlar oldu ve ardından darbe oldu. . Alevileri bu rejim damarında eritmeye çalıştı.”

“Alevilerin örgütlenmekten başka çaresi yok” diyen Coloman, “1990’lardan önce Aleviler üst çatışmada örgütlü değildi.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir