"Enter"a basıp içeriğe geçin

Alfie ve Bektay’dan ortak açıklama: “Cumhurbaşkanı kararnamesi bizim değil”

Alevi ve Bektaşi topluluklarının örgütlü olduğu 8 üniversite kurumu, İstanbul’da Alevi-Bektaşi Kültür Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Cemevi Başkanlığı kurulmasına karşı ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Alevi kültür çemberi Bektaşi ve Jumaifi çemberi bizim için geçersizdir. Cumhurbaşkanı’nın fermanı bizim için geçersizdir. Alevilerin taleplerini elektrik gibi küçümseyen anlayış, su, tamirat, bakım ve Alevi inancını hiçe sayan bizim için boştur. Biz eşitiz. Eşitiz.”

Fahrettin Öztürk

Alevi ve Bektaşi topluluklarının örgütlü olduğu 8 üniversite kurumu, İstanbul’da Alevi-Bektaşi Kültür Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Cemevi Başkanlığı kurulmasına karşı ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Alevi Bektaşi ve Jumaifi kültür çevresi bizim için yok, yok. Cumhurbaşkanı’nın fermanı da bizim için yok. Alevilerin elektrik, su, tamirat, bakım gibi taleplerini hafife alan anlayış bizim için yok” ifadeleri kullanıldı. ve Alevi inancının bizim için geçersiz olduğunu yok sayan bizler, eşit yurttaşlık talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz.”

Kararnamenin geçtiğimiz Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde Alevi Bektaşi kültürünün kurulmasına ve Gemevi’nin başkanlığına tepkiler sürüyor. Alevi Bektaşi Birliği, Alevi Dernekler Birliği, Alevi Kurumları Federasyonu, Avrupa Alevi Sendikaları, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Bir Sultan Abdul Kültür Dernekleri ve Alevi Demokrat Dernekleri ortak basın açıklaması yaptı. bugün istanbulda

“35 yıldır Türkiye’de eşit vatandaşlık talebimiz var”

Bektaşi Alevi Birliği Başkanı Mustafa Aslan, Taksim’de bir otelde düzenlenen basın toplantısında ortak açıklamayı okudu. Alevi ve Bakçı cemaatinin Cumhurbaşkanı’nın fermanını tanımadığını ve geçersiz bulduğunu belirten açıklama şöyle:

Yaklaşık 35 yıl önce Alevi örgütlü kurumları, eşit vatandaşlık çerçevesinde Alevilerin maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin taleplerde bulundu. Türk kamuoyu bu talepleri çok iyi biliyor. Vatandaşlık Eşitliği Talebimizde, Başta İbadet Yerlerimiz Olan Gemeves’in Hukuki Statüsü, Zorunlu Din Bölümlerinin Kaldırılması ve Sivas Mademak katliamının yapıldığı Mademak Oteli’ndeki “Utanç Müzesi” Alevi köylerinde inşa edilen camilerin bir an önce Alevi tekkelerinin Alevilere dönüşünden itibaren son bulması, ayrımcılığın son bulması ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması talebimizi her platformda dile getiriyoruz. Bu konuda hem demokratik hem de yasal çerçevede, medyada, siyasette ve hukukta birçok kez mücadele ettik.

Bu ülkenin hükümetleri, Kralları dışında hiç kimseye iftira atmadı: Bildiğiniz gibi bugünün hükümeti özellikle siyasi alanda 2009-2010 yıllarında 7 toplantı yaptı ve buna “Alevi Girişimi” adı verildi. O gün kurumlarımızın başkanları toplantılara geldiklerinde 5 ana temelde ortak taleplerini hükümet temsilcilerine ilettiler. Ve vazgeçilmez dediğimiz bu topraklarda yüzyıllardır dile getirdiğimiz laiklik ve demokrasi çerçevesinde devam eden tüm oturumlarda, Türkiye tam anlamıyla laik ve demokratik bir ülke olursa bu taleplerin, tüm inançların, tüm kimlikler ve bu ülkede yaşayan tüm diller kendilerini özgürce ve eşit olarak ifade edebilirler. Her platformda dile getirdik. Ama 2009-2010 loft atölyelerinde gördük ki bu ülkeyi yönetenler anlatmaktan, tanımlamaktan, çerçevelemekten ve ona göre giyinmekten asla vazgeçmediler. O oturumlar sonucunda hepinizin bildiği gibi Alevilerin taleplerine yönelik olumlu bir adım atılmadı ve çalıştaylar boşa çıktı.

İktidar toplumda yine yanlış bir algı oluşturuyor: Maalesef iktidar, toplumun farklı kesimlerinin talepleri sorgulandığında duymayan ve kulaklarını tıkayan, gözlerini kapatan bir rol oynamaya devam ediyor. Ve günümüze geldiğimizde cumhurbaşkanının Hüseyin Gazi Simifi dervişlerinin yurdunu ziyareti ile başlayan serüveni bu yıl Muharrem ayında başladı. Yaklaşık iki yıl önce bu ülkede söylediğimiz gibi “bu ülkenin güvenlik sorunu Aleviler değil”. Alevilerin bu ülkede laiklik, demokrasi, eşit yurttaşlık ve eşitlik istediği iddiasını duymayan iktidar, İçişleri Bakanlığı öncülüğünde oluşturduğu bir heyet ile Alevileri adeta Aleviymiş gibi sözde Alevi kurumlarını ziyaret etti. güvenlik güçleri. bu ülkenin sorunu Sözde Alevilerin taleplerini dinlediler ve sözde Alevi taleplerinin Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelen ve kanun kapsamına alınan elektrik, su ve bakım reformu talepleri olduğu algısı yaratıldı. Bugün hükümet çatı örgütler olarak yıllardır hep birlikte dile getirdiğimiz eşit vatandaşlık talebimizi görmezden gelerek toplumda bir kez daha yanlış bir algı oluşturmaya çalışıyor.

Hükümet herhangi bir inançla karşılaşmaz: Devletin hiçbir inancın tanımına, tarifine, nasıl olacağına, nasıl inanılacağına karışmaması gerektiğini, bu ülkede her inancın özgünlüğünü koruması gerektiğini, laiklik temelinde bir iddiayla tekrarladık ve öyle olması gerektiğini. Özgür, devletin inanç ilişkilerinden uzaklaşması için.

Güç, demokratik açılım havası yarattı: İktidar, Alevilerin yıllardır dile getirdiği taleplerin üzerine giderek sanki demokratik bir açılım sergiliyormuş gibi bir hava yaratmıştır. Son zamanlarda alıştığım fermanlarla birlikte, sabah erken saatlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi ve Cimevi Kültür Dairesi Başkanlığı diye bir ferman çıktı. Kararname bize bir kez daha gösterdi ki, inkar edilen, yok sayılan, zaman zaman katliamlara maruz kalan bu inanç cemaati, bu ülkede yüzyıllardır hala yasal çerçeve, inanç adı altında her türlü asimilasyon politikasına tabi tutulmaktadır. . Bütün katliamlara rağmen asimile edemeyeceklerini, inkar edemeyeceklerini, yok edemeyeceklerini, çünkü bir inkarla karşı karşıyayız.

Zorunlu trafik sigortası düzenlemesi: iyi ve kötü sürüş süresi
Zorunlu trafik sigortası düzenlemesi: iyi ve kötü sürüş süresi

İnancımızı reddeden bir karar: Alevi-Bektaşi ve Cemevi kültürü dairesi inancımızı hiçe sayan bir fermandır. Kararname din adamlarımızı yok sayıyor. Eşit yurttaşlık taleplerimizi yok sayan, demokrasi ve laikliği öne çıkaran, Alevi toplumunun taleplerini yok sayan, onları bir yere, bir apartmana hapsetmeye çalışan bir girişimdir. Yüzyıllardır hem hukuki hem de hukuki davalarla uğraştığımız için bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.

Alfiller, 25 Aralık’ta İstanbul’da bir konferans düzenleyecek: 25 Aralık’ta Aleviler İstanbul’da konferans verecek. Sadece Alevi kurumlarını değil, bu ülkedeki tüm demokrasi yanlısı, laik ve eşitlikçi grupları davet edeceğiz. Sanatçılardan medyaya, bilim insanlarından demokratik kitle örgütlerine toplumun farklı kesimlerini davet edeceğiz.

Bu ülkede alevin tanıkları gerçekten anlaşılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz: Geçmişte olduğu gibi bugün de bu mücadeleyi, bu ülkedeki Alevilerin talepleri gerçekten anlaşılana, ülke tüm dinlere, etnik kimliklere, dillere ve renklere gerçekten eşit davranana kadar sürdüreceğiz.

Karar bize bağlı değil. Alevi Kültürü – Bektaşi ve Cemevi Dairesi bizim için geçersizdir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bizim için geçersizdir. Alevilerin taleplerini elektrik, su, tamirat ve bakım gibi küçük gören, Alevi inancını yok sayan anlayış bizler için geçersizdir. Eşit vatandaşlık talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz.

Hukuki mücadelemiz devam edecek: Torba kanun tasarısı dün gece Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndan geçti. Ben sadece hukuk mücadelemize devam edeceğimizi söyledim. Ama yasal çerçevede, sahada, sokakta, siyasette, her alanda demokratik taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir