Barten’deki ilk soruşturmanın sonuçlarını açıklayan Maden Mühendisleri Odası, patlamaya ilişkin gaz ve sensör verilerinin açıklanmasını talep etti.
Maden Mühendisleri Odası, Türkiye Katı Kömür Enstitüsü’ne bağlı Amasra Kömür Vakfı’nda (TTK) 41 madencinin katledilmesinin ardından soruşturmasının ilk sonuçlarını açıkladı. Başkan Ayhan Yüksel, kendilerine yangın patlama gaz izleme sistemi verilerinin verilmediğine dikkat çekerek, metan sensörünün ciddi bir uyarı verip vermediğini, verdiyse ne gibi önlemler alındığını, yoksa olması gerektiğini vurguladı. . kontrol. Afet sonrası trafo patlaması açıklamasını daha sonra geri çeken Afet ve Acil Durum Yönetimi’ni “yanlışlıkla” diye eleştiren Yüksel, afet yönetiminin maden afetlerinde farklı uygulanması gereken kriz yönetimini doğal bir afetmiş gibi ele aldığını söyledi.
Amasra’daki maden ocağında havalandırma işlemini geciktiren firmaya mevzuat gereği binde bir para cezası verildi.
TTK tahliye ekiplerinin kurtarma çalışmaları sürerken yer üstü kriz yönetim teşkilatında büyük aksamaların yaşandığını kaydeden Yüksel, bu durumun madencilerin ailelerine bilgi vermede eksikliklere ve ölü sayısı konusunda şüphelere yol açtığını söyledi.
Gaz izleme sistemi verileri odaya teslim edilmedi
Odanın gaz izleme sistemi verilerine erişiminin olmadığını, metan sensörünün tehlikeli uyarı verip vermediğini, ne tür önlemler alındığını, değilse nedenlerinin incelenmesi gerektiğini söyleyen Yüksel, kazanın nedenini ve nedenini söyledi. sonuçlar daha detaylı incelemeler sonucunda daha net ortaya çıkıyor. Gaz izleme verilerine neden ulaşılamadığı sorulduğunda Yüksel şu yanıtı verdi:
“Patlamada sensörler devre dışı ama bu bilgi yukarıdaki bilgisayarda saklanıyor. Bu bilgiyi silmek çok zor. Yazılı olarak talep etmemiz gibi bir şartımız yoktu. Sözlü olarak sorduğumuzda yasak olduğu söylendi. Ocak planına ve havalandırma sistemine erişimimiz yoktu.” Afet ve Acil Durum Yönetimi Koordinasyon Merkezi’ne girebildik. Oradan bazı belgeler ve haritalar elde edebildik. Havalandırma sisteminde bir sorun varsa bunu uzmanlarımızla birlikte değerlendireceğiz.”
Karbonmonoksit zehirlenmesine karşı işçilerin yer üstünde hareket edebilmeleri için gaz maskelerinin önemini anlatan Yüksel, “Yarım saat 45 dakika ve bir saat maskeler var. Yerlere istasyonlar kuruluyor. Orada, 4 saat geçtikten sonra korkularımızın arttığını duyurduk.”
AFAD yapısı afet madenciliğine uygun değil
Afet ve acil durum yönetiminin deprem gibi doğal afetlerle mücadele etmek için kurulmuş bir kurum olduğunu ancak maden afetlerinde kriz yönetiminin tamamen farklı bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Yüksel, “Maden kuruluşlarının böyle bir bilgisi var ama doğal afet yönetimi doğal afetler gibi afet yönetimi sorun yaratıyor. Uygun olması için rapor sunduk ama bu rapor birçok rapor gibi tozlu raflarda kaldı.” dedi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kazaları tespit etme yetkisinin bulunmadığını belirten Yüksel, “Asıl görevleri doğal afetler sonrası kurtarma çalışmalarıdır. Mesleki anlamda abartı olduğunu düşünüyoruz. Yaptıkları ‘yanlışlıkla’ diyerek yanlış bir şekilde ortaya konmuştur. .’” AFAD da bu afetleri sevecek şekilde tasarlanmalıdır.
Teftiş Kurulu’nun denetimindeki uyarılarla ilgili bir soru üzerine Yüksel, Denetim Bürosu’nun denetçileri arasında maden mühendislerinin de bulunduğunu aktararak, “Burada yatırımlardan uygulamaya ve planlamaya kadar gördükleri eksiklikleri tespit ediyorlar. Onların bulgularında ocak derinleşiyor.Ocak derinleştikçe riskler artıyor.Talimatlara uyulsaydı bu felaketler olmayacaktı.Bu olayların kaçınılmaz olduğunu söyleyenler var ama teknik gelişmeler ve belirleyiciler var. önlem alınırsa bunlar olmaz.
‘Ölümü durdurmak için harekete geçin’
Kadrolama, niteliksiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının yeterli ve doğru tanımlanmamasının en önemli sorunlar arasında yer aldığını kaydeden Yüksel, madenlerde işçi sağlığı ve güvenliği için şu önerilerde bulundu:
“Maden acil durum planı ve risk haritalaması her kurum, kuruluş ve tüm işyerleri için ayrı ayrı planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Zonguldak, Soma ve Tunçbilek gibi metan yoğunluğu olan havzaların üretim planlama aşamasında öncelikle küresel örneklerde olduğu gibi her türlü ekonomik kaygıdan uzak ve bölgeden metan uzaklaştırıldıktan sonra metan deşarjı yapılmalıdır. Mümkün olduğunca hazırlık ve üretim çalışmaları başlatılmalıdır.
Maden üretiminin maden mühendisi gözetiminde yapılması yasal bir zorunluluktur. Yeterli sayıda maden mühendisi ile tüm vardiyalarda bu uygulamanın tavizsiz uygulanması sağlanmalıdır.
Maden işletmelerinde daimi denetçilerin ve yasal olarak atanan iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlığı ve iş güvenliği yasal olarak güvence altına alınmalıdır.
Maden işletmelerinde denetim ve yönlendirme, maden mühendislerinin yetkisindedir.
Tüm çalışanları iş güvenliği mevzuatı uygulamaları ve olası riskler konusunda bilinçlendirecek mesleki eğitim politikaları tanımlanmalı ve hayata geçirilmelidir.
Bu olayın hukuki ve cezai sorumlulukları da geçmişte olduğu gibi birkaç maden mühendisine yüklenemez.”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın