AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, AKP’nin başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği önerisinin bu hafta tamamlanmasını beklediklerini belirterek, “Başka partilere gittik, onların görüşlerini aldık. Bu görüşleri bu hafta cumhurbaşkanımıza ilettik. Sonuç olarak bu görüşmelerde diğer tarafların yaklaşımıyla birlikte o metinler de gözden geçirilecek, bu hafta metnimiz kesinleşecek gibi görünüyor, “Önümüzdeki haftalarda Meclis’e sunacağız” dedi.
Tamer Arda Arsene
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, AKP’nin başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği önerisinin bu hafta tamamlanmasını beklediklerini belirterek, “Başka partilere gittik, onların görüşlerini aldık. Bu görüşleri bu hafta cumhurbaşkanımıza ilettik. Sonuç olarak bu görüşmelerde diğer tarafların yaklaşımıyla birlikte o metinler de gözden geçirilecek, bu hafta metnimiz kesinleşecek gibi görünüyor, “Önümüzdeki haftalarda Meclis’e sunacağız” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, meclis muhabirlerinin sorularını yanıtladı. Turan, gazeteciler; Anayasa değişikliği teklifi, AKP-HDP görüşmesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik devam eden davayla ilgili sorularını yanıtladı. Turan kısaca şunları söyledi:
CHP görüşünde büyük hatalar var: (Anayasa değişikliği önerisiyle ilgili soru üzerine) İki yolumuz vardı. Birileri CHP’nin yaptığı gibi alıyor, basın yoluyla partilere veriyor. AKP kimliği buna uygun değil. Çalışmalarımızda istişare etmeyi faydalı buluyoruz. CHP’nin sunduğu teklifte teknik hatalar var. Bilmeden yapıldığını düşünüyorum. Perdeyi önlemek için kapıyı açan taraflar vardır.
Bu metinler revize edilecektir: Başka taraflara gittiğimizde kanun metnini bilerek getirmedik. Metnimiz elimizde. Bir alternatif var. Komisyonlarla çalışıyoruz. Ama elimizde bir metin var, onlara ‘evet’ demenin AKP geleneğine uymadığını düşünüyoruz. Başka partilere gittik ve onların görüşlerini aldık. Bu görüşleri bu hafta Cumhurbaşkanımıza sunduk. Bu müzakereler sonucunda, diğer tarafların yaklaşımları ile birlikte bu metinler gözden geçirilecektir.
Önümüzdeki haftalarda şunları sunuyoruz: Yazımız büyük ihtimalle bu hafta kesinleşecek. Önümüzdeki haftalarda Meclis’e sunacağız.
Aileyi kimin kurduğunun düzenlenmesi: (Tesettür ve aile sisteminin neden bir araya geldiği sorusuna gelince) Burada tartışılacak bir konu yok. Metnimizde tüm taraflarla paylaştığımız, üç kişilik ailenin kimlerden oluşacağını ifade ettiğimiz bir düzenlemedir. Burada siyasi bakış açısının farklı bir tartışmanın konusu olduğunu söylemiyoruz. Kadın ve erkekten oluşan aile birimine denir.
Referandum hakkında konuşalım, üç kutu nedir: Sürükleme olmamalıdır. Millete gitmekten kaçış yok. Bu tür çekinceleriniz varsa, hiç de zor değil. CHP sizi şaşırtsın, 100 yılda bir doğru olanı yapsın. Metin evet desin, referandumdan ya da üç sandıktan bahsetmeyelim. Referandum olursa, usul ekonomisi açısından en uygun zamanda YSK ile görüşülür.
Gerçekten insan hakları olan konular referanduma sunulamaz. Sanki nefes alma hakkını, yaşama hakkını referanduma konu yapamıyoruz. Ancak mesele bir insan hakkının varlığı veya yokluğu değildir. Tam tersine şunu söylüyoruz. Konu bir insan hakları oylaması değil, prosedürel bir tartışma. Cevap hayır ise referandumda başörtüsü yasaklanacak mı? Hayır, bir şeyin varlığını veya yokluğunu tartışmıyoruz. Bunu “evet” veya “hayır” olarak göstermiyoruz. Nasıl editleyeceğimizi tartışıyoruz. İran’daki kapatma nasıl yanlışsa, Türkiye’de geçmiş yıllardaki laik uygulamalar da, açıklık da yanlış.
HDP’ye bakış açımız değişmedi ama hayatta bir gerçek var: (AKP heyetinin HDP grubu ile görüşmesine ilişkin soru üzerine) HDP’ye baktığımız yer bir zerre değişmedi. Cemaatin HDP’ye çok büyük bir borç verdiğini de gördük ama onlar krediyi çarçur ederek enstrüman çalıyormuş izlenimi veriyor, tetiği çekme noktasına gelen bir süreç. HDP’ye aynı yerden bakıyoruz, aynı düşünüyoruz. HDP’nin bu demokratik krediyi kullanmasını ve susturucu olmaktan çok silahların susturulmasını öngören bir sürece öncülük etmesini umuyoruz. HDP’ye bakış açımız değişmedi ama bu da hayatın bir gerçeği. Her Salı, tüm taraflar meclis gündemini birbirleriyle tartışır. Daha önce tüm taraflarla önemli konuları tartıştık. Meclis başkan yardımcısı HDP olunca bütün partilerin üyeleri ‘Bırak beni patron’ demiyor mu? Orada bir erkek varsa, bu hayatın doğal akışı demektir. Mecliste tartışılması gereken başka bir şey, mecliste iş programını yürütmek. Politik bir tercih olarak yurtdışında buluşmak, tartışmak, geleceği konuşmak ve ittifaklar kurmak başka bir şey.
Dev bir bina için farklı fikirlerimiz var: Ayrıca AKP’nin tüzel kişiliğini kimin temsil ettiğini de hepimiz biliyoruz. AKP sözcülerini biliyoruz. Tabii ki devasa bir yapıda farklı fikirlerimiz var. Buna saygı duyuyoruz ve bundan zevk alıyoruz.
Türkiye’de artık Kürt sorunu olmadığını ve insanların toplumsal sorunları varsa bunları insan hakları bağlamında değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Diyarbakır’ın sorunu Çanakkale’nin sorunudur. Bazen köyüme de ulaşmanın bir yolu olmuyor. Diyarbakır değil. Ama bu Kürt sorunu bir Türk sorunu değil, Türkiye’nin sorunudur.
Şaşırmadık, zaten Salı günü tahmin etmiştik: MHP bizim yol arkadaşımızdır. Ana konuları tartışırken elbette istişare edeceğiz. Elbette, ana konularımızı sıralarken onların görüşlerini de alacağız. Biri taş attı. Bahçeli Bey salı günü ne diyecek gibi bir yaklaşım ortaya konmuştur. Ancak HDP’ye karşı duruşumuz zaten belli. Tüm konuları MHP ile birlikte değerlendirdiğimiz herkesin bildiği bir gerçektir. Şaşırmadık. Salı günü bunu bekliyorduk zaten.
Parlamenter sisteme dönmek teknik olarak mümkün değil: (Parlamenter sisteme dönüş meselesi üzerine) Başkanlık sistemi olmasaydı düne kadar Sivas’ta yakıldığını söyleyen Temel Karamollaoğlu’nun yanında olmayacaktı. Altılıların en büyük vaadi parlamenter sisteme dönüş. Teknik olarak parlamenter sisteme dönmek mümkün değil. 400 milletvekilinin oy kullanma hakkı olmalıdır. Bunu da halka arz edeceksiniz. ‘Başkan seçelim, kendini yok etsin, yine seçelim’ diyeceksiniz. Hayatın doğal akışına aykırıdır.
Her adım tartışılabilir ve gözden kaçabilir: (Alevilerle ilgili yasal düzenleme ile ilgili) Her adımda eksik noktalar olabilir. Bunu çok değerli bir adım olarak görüyorum. Daha önce olmayan bir kurumdu, şimdi de var. Merkezlerimiz var. İkincisi, cemevlerinin durumuna ilişkin elektrik, su sevkine ilişkin düzenlemeler ve imar lejantlarında yazılı ifade hepsi için değerli kazanımlardır. Her adımın tartışmalı ve eksik parçaları olabilir.
KILIÇDAROĞLU’NA TEŞEKKÜR EDERİZ: (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış temasları konusunda) ABD gezisi tam bir fiyasko. İngiltere ziyareti Umbrian Zaman ile tanışmaya yetmedi, Londra’da Ali Maher Bassir ile tanıştı. Ali Maher ve Ambreen Zaman ile tanışmak ister misiniz? Toplum alay eder ve suçlar. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın kazanması için çok zaman harcadığını düşünüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’na bir teşekkür borcumuz var. ABD ve İngiltere gezisi, peçenin çıkması, uyuşturucu iddiaları. Bunlar Türkiye’nin kabul etmediği gündemlerdir.”
İran hükümeti, İstanbul’da maratona başörtüsü olmadan katılan milli patenci Niloufar Mardani’yi kınadı.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın