HDP Kocaeli Başkan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Girgirlioğlu, 606 gündür Suruç Mahkemesi’nde direnen Amina Genyasar’ı AKP milletvekillerinin önünde konuştu ve “Annen yok mu?” diye sordu.
İşte Gergerlioğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar:
AKP-MHP’nin acımasız koalisyonunun çürümesi ve çöküşü sürüyor.
AKP-MHP’nin acımasız koalisyonunun çürümesi ve çöküşü sürüyor. nerden? İşte cümleler: Urfa Milletvekiliniz, uzun süre belediye başkanlığı yapan Sayın Fakibaba’nın istifasının ardından sözlerini okudum: Siyasi ve ahlaki anlayışım doğrultusunda ben de milletvekilliğimden istifa ediyorum bu hemşehrilerimi aşağılama değil, gazeteci İsmail Saymaz’a şunları söyledi: “Cumhurbaşkanına yarım saat önce on bir ay önce söyledim. Ona Suruj olayının hiçbir dine uygun olmayacağını söyledim. Ona adalet olmadığını söyledim. Ona tefecilikten bahsettim, sonuç sıfır.”
“Ajanı koruyalım.” Ben de diğer milletvekillerinden biri oldum dedim.
Urfa’daki bu katliamdan sonra hükümetiniz İbrahim Halil Yıldız adlı yardımcınızı korumak için hiçbir şey yapmadı, olayı örtbas etti. Burada birkaç kez bağırdık, bizi dinlemedin. Bir avukatınızı korumaya çalışırken diğer avukatı kaybettiniz. Hesap yapmıyor musunuz arkadaşlar? Bakın bunu Ak parti grubuna soruyorum: Hiç vicdanlı aritmetik yaptınız mı? Bunun Tanrı’nın isteği olduğunu düşünmüyor musun? “Kader” diyorsunuz, “kader” diyorsunuz, bakın, son mektubumda burada açıkladım. Kaderin ne olduğunu biliyor musun? Kendi ellerinle yaptıkların yüzünden başına gelen bu. “Ajanı koruyalım.” Ben de diğer milletvekillerinden biri oldum dedim.
Neden bakmıyorsun? Kameram yok? Bu yaşlı anne Emine orada altı yüz beş gündür direniyor!
Bunun karşısında aylarca, yıllarca susmayan bir anne ne yapar? Emine Şenyaşar bu fotoğrafa yakından bakın arkadaşlar. Kaç gün geçti biliyor musun? Urfa’da tüm saat dilimlerinde sıcakta, soğukta, yazda, kışta, çamurda büyük zorluklara rağmen direnen anne Amina Shneisar, “Adaletsizlik var, kaos var. Oğlumu ve eşimi kaybettim, nerede orası neresi? adalet mi ah adalet nerdesin diyor. yemin ederim ben onu senelerdir görüyorum göz yaşları durmuyor şu resme bak belki vicdanın acır sen neden bakmıyorsun sen Annen yok mu Altı yüz beş gün önce bu yaşlı anne direndi, görmezden geldi ve kazayı örtbas etmeye çalıştı Emine Şenyaşar’ın annesini duyacaksın bu adeta sana ilahi bir hatırlatma. diğerini kaybetti.
Selçuk Kozacalı, iki “Dük” şiirinin yargılanmasını istedi: Gelecekteki fazlalık nedeniyle tutukladılar
Hatalar var, kader değil, kendi ellerinle, senin yönetiminle yaptıkların yüzünden!
“Kader, kader” dedim, ne oldu? Amasra katliamında en az 7 tutuklama oldu değil mi? Burada defalarca söyledik: Hatalar var, bu kader değil, kendi ellerinizle yaptıklarınızdan ve yönetiminizden dolayı dinlemediniz.
“İbrahim Halil Yıldız’ın adamları beni öldürecekti.” o diyor.
Peki Sayın Vakpapa ne diyor? Daha bitmedi, ne korkunç olaylar oluyor. “İbrahim Halil Yıldız’ın adamları beni öldürecekti.” o diyor. İşler nereye gidiyor? Mahkeme işlemleri cinayet aşamasına geldi, ne oldu?
Mahir Ünal Bey’i böyle geçirdiniz.
İşte bir gerçek: Kabul etmeseniz bile yaprak dökümü devam ediyor. İşte Mahir Ünal Bey, bir yazı daha. Bu sizin iradenizle olmadı, MHP’nin baskısı altında da oldu. Aslında bu sözleri birkaç yıl önce Sayın Erdoğan’ın ağzından söylüyordunuz ama şimdi Mahir Ünal Sayın’ı böyle kaybettiniz.
Milletvekilimiz Hasan Özgüneş’e şarapnel mermisi atıldı. bu ne demek? Bu bir ölüm tehdidi!
Bakın, Sayın Entop’a yapılan bütçe konuşmalarında burada ve Meclis’te milletvekillerimize yapılan saldırıları size anlattım. Ona dedim ki: Bakın birçok milletvekilimiz saldırıya uğradı. Sayın Şentop, konuşmak için milletvekili öldürmek mi gerekiyor? Sordum ve yine “Yasadışı eylemlere karışamam ve bunlarla ilgili bir şey söylemeyeceğim” oldu. dedi. Ertesi gün ne oldu? Bakın, Milletvekilimiz Hasan Özgüniç’e kurşun parçası atıldı. bu ne demek? Öldürmekle tehdit etmek, öldürmekle tehdit etmek demektir. Bakın bu ölüm tehdidi apaçık ortada, kimse örtbas edemez.
Meclis Başkanı mısınız yoksa Süleyman Soylu’nun cumhurbaşkanlığında görevli misiniz?
Şimdi Şentop Bey’e ne diyeceğimizi anlamak mümkün değil. Kendisine soruyorum: Polis Süleyman Soylu’yu neden koruyor? Meclis Başkanı mısınız yoksa Süleyman Soylu’nun cumhurbaşkanlığında görevli misiniz? Hangi eve gidiyorsun? Burada gördüğünüz gibi Halkların Demokratik Partisi’nin temsilcileri bu meclisin temsilcileri değil mi? Bir sanatçı Bayan Shabnam Koror Finkansi hakkında açıklama yaptı ve hemen koşarak telefonu aldı ve sanatçıyı tebrik etti. Burada milletin temsilcileri vardır ve milletin temsilcilerine yapılan saldırı millete yapılan saldırıdır. Şimdi, bir gün bundan bahsettiğimde bana “Hadi bu adamı çıkaralım” dedi. Ah, onu zaten kumpasla çıkardınız ve bizi buradan çıkarmaya gücünüz yok ve hakkınız yok; Bunu sen de biliyorsun.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın